Kemal Bey keyf hoşe

Türkiye Cumhuriyeti'nin laik, çağdaş, demokratik bir ülke olduğunu dünya halklarının gönlüne, zihnine yerleştirmek ne yazık ki yılda bir kez BM'de camdan nutuk atarak mümkün olmuyor.

Keşke, voleybolcu kızlarımızın, Türkiye Cumhuriyeti'nin şanına, şöhretine ve mücadele azmine layık bir muhalefetimiz olsa.

Kuru lafa kalınca var gibi:

"Partimiz, halkın hürriyetini ortadan kaldırmak isteyen herkese, her kuruma karşı, devrimci bir ruhla dikilmeyi ilke edinmiştir" demiş.

Dikilmeyi ilke edinmiş devrimci ruh!

Der ya!

O dikilmeleri "Ekmek için Ekmelettin"den...

Altılı masanın örtüsü altında yürütülen mevki makam ve bakan dağıtımına her türünü gördük, yaşadık.

Artık çok iyi biliyoruz ki o dikilmeler, Tayyip Bey'in Anıtkabir'de sap gibi, dediği türden bir dikilmedir.

Kendisi 13, AKP Reyiz'i de 21 küsur yıldır dikilip duruyor.

İkisinin de rahata geçmeye niyeti yok.

Valla billa niyetimiz halis muhlis.

Kemal Bey'in nihai hallerinin de ilhamı ile, "Hepimiz Tayyip'iz!" diye bir yazı yazmak istedim.

Ama bendenizi asıl tetikleyen, Beşiktaş Kadıköy vapurunda ortasında kaldığım Arabi kalabalığın muhabbeti oldu.

Onlara dil uzatmak, yanan sigara tutan aynı el ile naylon poşette benzin taşımak kadar riskli.

Mal, mülk, tapu ve işyeri sahibi, iktidar yandaşı TC vatandaşı seçmen bile olabilirler.

Karşımda oturan grubun en kallavi hallisi yanımdakilere sesleniyor:

"Keyfler tayyip"

Yani "Keyfiniz iyi, hoş mu" diye hatır soruyor.

"Tayyip" artık milletçe ezberlediğimiz üzere, lisan-ı Arabide "iyi, hoş, güzel" demek.

Aslında "tayyipli yazı yazmak", boş silahla oynamak kadar tehlikeli.

Hep derler ve inanılır ya:

"Oynama şeytan doldurur!"

Hepimiz tayyipiz.

Tayyiplik, yani iyilik bulaşıcı, anlamında bile kullansak "ne olur, ne olmaz!" diyerek internette bir kaç tıklık arama yapıyorum.

Meğer el oğlu "Hepimiz Tayyip'iz" diye yazmış.

Sahiden de ŞEYTAN doldurmuş.

Ama soruşturma ya da hapislikle değil PARA ile!

Oda TV'nin başlığı aynen şöyle:

"Hepimiz Tayyip Erdoğan'ız dedi. 26 milyon TL'yi kaptı." (15.05.2021)

Haberin özeti mi:

Vakıflar İstanbul Bölge Müdürlüğü Edirnekapı'daki Kariye Camisi'nin (Atik Ali Paşa), 3. etap restorasyonunu "istisnalar" maddesini kullanarak Taksim Yapı Mimarlık Ltd Şti'ne verdi.

2012'den beri etap etap gerçekleşen restorasyon için Vakıflar, 26 milyon 400 bin TL ödeyecek.

Bu işlerin bürokrasinin dili ile etap etap tahakkuk ve tekemmül etmesi, restorasyonun niteliği gereği olup ve bal tutacak parmak sayısı ile bal miktarını artırmak ve böylece yiyicilikte adaleti sağlamak için değildir inşallah.

Bizans dönemi yapısı Ayasofya ile yaşıt olan Kariye Müzesi de önceki yıl camiye çevrilmişti.

Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra AKP'nin önde gelen pek çok ismiyle de fotoğraf çektiren ihaleyi alan şirketin yetkilisi, 2014 yılında internet paylaşımlarında "Hepimiz Tayyip Erdoğan'ız" demesiyle ünlenmişti.

Aslında "hepimiz tayyipiz!" iyililik, hoşluk ve güzellikten yana bir irade beyanı.

Eğer tutarsa elbette.

Kemal Bey on üç küsur yıldır "ya liderliğim tutarsa" hayaliyle giderek "Tayyipleşmeye" çabalıyor.

Belki niyeti küçük harfle tayyiplik, iyilik, hoşluk.