Din ile, diyanet ile ilzam etmek

Geçen hafta "Doğruları bulmanın yolu fikirlerin çarpışmasından geçer" konusunu işlediğimiz yazımıza bir okuyucumuzdan gelen şu mesaj kanaatimizce niçin fikir üretemediğimizin açık bir göstergesidir. Okuyucumuz diyor ki: "Doğruları bulmanın yolu fikirlerin çarpışmasından değil, İslâm'ı yani Allah'ın emirlerini iyi anlamaktan geçer." Bu tip girişime eskiler "Din ile ilzam etmeksusturmak" derlerdi. Gerçekten de herhangi bir mevzuda konuşulurken biri damdan düşer gibi pat diye araya girer ve "Boşuna nefes tüketmeyin, Kur'an'da her şey var. Kur'an okuyun, hadisleri inceleyin. Ayrıca geçmişte büyük âlimler yetişmiş, onlar neyin doğru, neyin yanlış olduğunu tespit etmişlerdir. Onların hangi konuda neler dediğini öğrenmeye bakın, gerisi lâfügüzaftır" diyerek sohbeti âdetâ sabote eder. Artık siz ne söyleseniz bir değeri yoktur. Din, vahiy, düşünce... Malum, din vahye dayanır, düşünce ise akla. Lakin bunlar birbirinin zıddı değil, tamamlayıcısıdır. Kur'an'da geçen "Efelâ tefekkerûnDüşünmez misiniz, "Efelâ ta'kılûnakletmeyecek misiniz" gibi ifadeler "düşünme"nin ve "aklı kullanma"nın gerekliliğini gösteren hitaplardır. Bilhassa zamanın değişmesiyle ortaya çıkan ihtiyaçlar konusunda fikir üretmek kaçınılmaz bir zarurettir. At yetiştirmek... Erbabınca malum olduğu üzere, Kur'an-ı Kerim'de (Enfâl sûresi 8, âyet:60) Müslümanlara "Savaş için atlar hazırlamaları" emredilmektedir. Bu emri akıl ve fikir süzgecinden geçirdiğimizde; zamanın değişmesiyle savaş araçlarının da değişeceğini, dolayısıyla dünün atının, bugünün F-35 ve S-400'leri olduğunu, ayrıca o gün atları Müslümanların kendileri yetiştirdiğini idrak ederiz. Diğer bir ifade ile Kur'an'ı ancak akıl ve fikir terazisiyle tartarakyorumlayarak yeni gelişmelere ayak uydurabiliriz. Söz gelimi Fatih Sultan Mehmet sadece at yetiştirmekle yetinse ve vurucu toplar döktürmeseydi İstanbul'u fethedebilir miydi Ne yazık ki biz Fatih'ten sonra bilime sırt çevirdik ve sadece at yetiştirmekle yetindik. Batı delikli demiri icat edince de baktık kaldık. Müftü Efendi... Müftü Efendi cami kürsüsünden: "Peygamberimiz en iyi deveye binerdi. Bugünün en iyi devesi 'Mersedes'tir. Müslüman 'Mersedes'e binmeli" diye hitap ediyor cemaate. İyi, güzel de, Peygamberimizin bindiği o en iyi deveyi o gün Müslümanlar yetiştiriyordu. Bugünün Müslümanları o en iyi deve denilen