Yazı formatlarımız Hıncal Uluç'un paltosundan çıktı

Küçük küçük bir sürü yazı. Arada fotoğraflar, karikatürler. Yarım sayfaya yayılan bir alan. Bugünlerde epey revaçta olan bir yazı formatı bu.Bu format, Hıncal Uluç formatıdır.O geliştirdi, o ilerletti, o sınırlarını zorladı, o çeşitlendirdi, o tam sayfaya yaydı.Ve bu formatın babası oldu.Korona günlerinin son demlerinde Hıncal Uluç ve Bedri Baykam'la buluşmuştuk. Hünkar'da yemek, sonra bir resim sergisi. Şahane bir sohbetti.Ben format itibarıyla kendimi onun paltosundan çıkmış hissediyorum.Formattan ustamdır yani.Yıllardır izlerim Hıncal Uluç'u.Bazen gıpta edip "Ne güzel yazmış" diyerek... Bazen yüzümü buruşturup "Bu da yazılır mı yahu" diye tepki göstererek... Bazen eften püften meseleleri dünyanın en büyük meselesiymiş gibi yazmasına şaşırarak... Bazen geliştirdiği Hıncal prensipleriyle kafa bularak.Haberin Devamı"Bana kahvaltı borçlusun" dedi. Gerekçesi sağlam ve tutarlıydı ama unuttum. Pera Palace'ta şahane bir kahvaltı sohbeti yaptık. Bu fotoğrafı da ben çektim.Kayıtsız kalınamazdı Hıncal Uluç'a.En büyük başarısı da buydu.Herkesin "a" dediğine "b" derken dikkat çekme numarası mı yapıyorduKendisiyle yaptığım sohbetlerde hiç de numara yapmadığını fark etmiş ve çok şaşırmıştım.Adam olanca samimiyetiyle inanıyordu yazdığına.Çok daha eski günler. Bizim Mert buldu bunu internetten. Nerede, nasıl çekildiğini bile hatırlamıyorum.Ve cesurdu.Şunu küstürürüm, bunu kızdırırım, çok tepki alırım falan...Lügatinde yoktu bunlar.Çok takdir ettiğim bir tarafı da şuydu:İlerlemiş yaşına rağmen yazıdan ve hayattan hiç kopmadı. Frene hiç basmadı. İzledi, yaşadı, yazdı. Ta ki son rahatsızlıkları kendisini durdurana kadar.Bugün Türk basınında köşe yazarları...- Hayatın her alanında kalem oynatabiliyorsa.- Popüler kültür alanını da en az siyaset kadar ciddiye alıyorsa.- Tiyatro, resim, konser gibi alanlara dalabiliyorsa.- Trafikte gördüğü bir çarpıklığı araba plakası vererek yazı konusu yapıyorsa.Haberin Devamı- "Şunu sevdim" ya da "Şunu sevmedim" diyebiliyorsa.Bunu biraz da Hıncal Uluç'un açtığı çığıra borçludur.Çok polemik yaptım kendisiyle.Çok tartıştım. Çok saldırdı bana. Çok sataştı.İnişli çıkışlı bir ilişkimiz oldu yani.Ama en gerilimli günlerimizde bile yazdığım bir yazı için "Şahane yazmışsın" diye mesaj atmaktan geri durmadı.Kavga ederdi ama kavgasını hayatının merkezi haline getirmezdi.Türk basınının son dönemine damga vurmuş bir isimdir Hıncal Uluç.Bir iki tepki çeken yazısıyla özetlenebilecek ve üzeri çizilip atılacak biri değildir.Hele politik kutuplaşmaya kurban edilecek biri hiç değildir.Türk basını...Tartışmalı bir kalemini, kıymetli bir rengini, çığır açmış bir ustasını, yenilikler getirmiş bir öncüsünü, nevi şahsına mahsus bir ismini kaybetti.Hepimizin başı sağ olsun.Haberin DevamıAllah Hıncal Uluç'a rahmet etsin.AAA! ÇOCUKLARI KATLEDİYORLARMIŞPKK'nın acayip prensip sahibi bir terör örgütü olduğuna dair kafa şişirenler...Son Karkamış saldırısına bakıp..."Aaaa! Çocukları katlediyorlarmış. O kadar da prensip sahibi değillermiş" falan dediler miBen pek takip edemedim de.SİSİ İLE BULUŞMACUMHURBAŞKANI Erdoğan'ın Sisi ile el sıkışmasının fotoğrafını görünce şu iki cümleyi mırıldandım:- BİR: Barışmasını bilmiyorsan kavga etmeyeceksin.- İKİ: Dış politikada ebedi düşmanlıklar ve ebedi dostluklar