Yeni cahiliye olayları

Düşünün Bir baba 6 yaşındaki sabi-sübyan biricik kızını, elinden tutup, 26 yaşındaki müridine karısı olsun diye götürüyor. İnsanın aklı duruyor. O mürid, nasıl olsa karım olacak, eh babası da getirmiş deyip, o sabi-sübyana cinsel istek duyduğu yetmiyor, bir de sahip oluyor. Cehaletin ete kemiğe bürünüp aramızda dolaştığını anlatan bu durumu ne ile izah edeceğiz Evet, ortada apaçık bir sorun var ve adının konulması lazım. Nedir bu sorunun adı Aklı başında, yetişkin, üstelik birçok insana dini ders veren bir tarikat önderini, böylesine akıl dışı davranmağa iten, ona bunu yaptıran şey nedir Bu insanın zihin haritalarında ne var Beynine yüklediği dini öğretim mi Öğrenme şemalarına bakmak zorundayız. Çünkü bir yetişkin, hem de sıra dışı bir yetişkin kişi, arka sokakta bırakılsa evinin yolunu bulamayacak yaştaki çocuğunu, götürüp ondan 20 yaş daha büyük başka bir yetişkine veriyor. İnsan sormadan edemiyor: Yeni bir "cahiliye dönemiyle" karşı karşıya mıyız Biliyorsunuz İslam, özellikle "Cahiliye dönemi"nde görülen kız çocuklarının diri diri gömülmesine itiraz etmiş ve ikazla topluma yön vermeğe başlamıştı. Arap toplumunda cinsiyetçi bir kültür kodu her zaman geçerliliğini korumuştur. Kadın, erkeğin hiçbir zaman eşiti olmadığı gibi, tam tersine hizmetkârıdır. Arap erkekleri, Müslüman olmadan önce de sonra da, daima bu geleneği korumuşlardır. Meselâ önce erkekler yemek yer sonra kadınlar çocuklarıyla yerler. İslam'dan önce de sonra da kadın, erkeklerle aynı sohbet ortamında bulunmaz. Arap toplumunda kadının toplumsal cinsiyet rolleri, İslam'dan sonra öncesindeki gibi da haremlik-selamlık şeklinde devam etmektedir. Kur'an'da apaçık belirtilmeyen çok eşlilik bile, 4 eşle sınırlandırılarak dinileştirilmiştir. Kısacası Arap kültürü, topluma inen vahyi, dini-İslam'ı, kendi kültür kodlarıyla yoğurarak uyumlu hale getirmiş ve adını şeriat koyarak sürdürmektedir. Araplar açısından bunda bir sorun yoktur. Çünkü bu uyum ve içselleştirme olması gereken bir durum olarak görülebilir. Burada sorun, Arap dışında kalan diğer toplumlardadır. Türkler aynı şeyi yapıp, dini, kendi kültür kodlarıyla uyumlulaştırmak yerine, Arap kültürünü olduğu gibi alıp, onunla uyumlaşma sürecine girmişlerdir. Burada ateşi yakan, dönüştürmeyi yapan, kültür aktarımının temel unsuru medreselerdir. Bunun nedeni, hem kolaycılıktan ve hem de Türk toplumlarında yerleşik okul düzeninin kurulmamış olmasından kaynaklanıyor olabilir. Aynı durum Farslılar için söylenemez. Onlar da tıpkı Araplar gibi dini, kendi kültürleriyle uyumlu hale getirip, Şia bağlamında bir Fars Müslümanlığı yaratabilmişlerdir. Bu açıklamalardan sonra, yazının başına dönersek, bizi şaşkına çeviren, olaya dönebiliriz. Bir babaya minicik kızını kendi elleriyle