Engellilerde spor, Kaf dağının ardında bırakılmamalı!..

Sporun, toplumları oluşturan bireyler üzerinde önemli bir 'farkındalık' oluşturduğunu görmekteyiz. Burada üzerinde hassasiyetle çalışmamızdüşünmemiz gereken bir durum var. O da spora yaklaşımımız, dahası taşımakta olduğumuz düşünce yapısı. Akademik araştırmalara baktığımızda, sporun kendi içerisinde 'farklı' tanımalara yer verildiği, beden ve ruh sağlığı üzerinde etkisini görmekteyiz. Spor sürecinin en önemli etkileşimi belli kurallara göre gerçekleşmesi. Uygulanışetkileşim alanı ise kuralları belirlenmiş performans olarak tanımlanan yarışmacı veya daha çok katılımcının yer aldığı ve sağlık açısından yapılan, kitle sporu olarak tanımlanan etkinlikler olarak göze çarpmaktadır. Spor kişiyi bedensel ve ruhsa açıdan etkilediği gibi, sosyal açıdan da etkileşim gösterdiğine şahit olmaktayız. Bu etkileşimden özel gereksinim (engelli) bireyler de üzerine düşeni fazlasıyla almaktadır. Spor adı altında belli amaca yönelik yapılan hareketleregzersizler neticesinde, bireylerin kendilerini tanımayla birlikte, yapabilirim düşüncesine kapılıp öz güven kazanma, başarı ve başarısızlık hissinin uyanması, 'Ben de yapabilirim' düşüncesinin kapıları, mutlu bir birey düşüncesiyle sonuna kadar aralamaktadır. Aralanan o kapıdan içeriye adım atan bir birey, kendisiyle barışık olmakla birlikte toplumla iletişim kurma, farkındalık oluşturmanın beraberinde getirdiği hazzı yaşamaktadır. Böylelikle 'bir umut bin bir umuda dönüşüyor.' Sonuç olarak, mutlu birey-mutlu aile-mutlu toplum süreci oluşuyor ENGELSİZ SPORUN AKADEMİK ÇALIŞMALARDAKİ YERİ Sporun özel gereksinimli (engelli) bireyler üzerindeki etkileşimin birçok akademik çalışmalarda yer aldığını görmekteyiz. Bu çalışmalar bedensel, zihinsel, görme ve işitme gibi farklı engel grupları için kamu ve özel sektörde yapılacak çalışmalara kaynakyol gösterici olacaktır. Akademik çalışmalardan bir tanesi de 'Spora Katılım Motivasyonu: Görme Engelli Sporcular Üzerine Bir Araştırma' isimli makale. Gaziantep Üniversitesi Spor Bilimleri Dergisinde yayımlanan makalenin sonuç bölümünde şu ifadeler yer almaktadır; 'Görme engelli sporcuların spor yaşı ile Dışsal Motivasyon faktörü arasında pozitif yönde yüksek düzeyde anlamlı farklılık saptanmıştır. Bu bağlamda görme engelli katılımcıların spor yaşına göre spora katılım motivasyonlarının dış etkilerden, popüler olmak, kendini çevreye ispatlamak gibi dışsal motivasyon kaynaklarından oldukça etkilendiği ve spora katılımla birlikte arttığı söylenebilir. Katılımcıların spor yaşı ile motivasyonsuzluk faktörü arasında pozitif yönde yüksek düzeyde anlamlı farklılık saptanmıştır. Görme engelli sporcuların spor yaşı arttıkça spora neden katıldıkları ve sonuçları arasındaki bağlantıyı kurma düzeylerinin de arttığı söylenebilir.' SÖZ KONUSU KESİM, NÜFUSUN 30-35'İNİ KAPSIYOR Özel gereksinimli (engelli) bireylerin spor katılımlarıyla ilgili örnekleme yaptığımız 'Spora Katılım Motivasyonu: Görme Engelli Sporcular Üzerine Bir Araştırma' isimli bilimsel araştırma, lisanslı olarak Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu bünyesinde aktif olarak spor yapan 16-48 yaş aralığında, judo, goalball ve halter branşı faaliyetlerinde yer alan 80 görme engelli sporcunun katılımıyla gerçekleştiğini görüyoruz. Sporun performanslisanslı sporcu dışında, tabana yayılması anlayışıyla daha küçük yaşlarda başlatılmasının bireysel faydadan başlanarak, toplumsal açıdan