Deprem bölgesi, Çanakkale ve Ramazan-ı Şerif

Merkez üssü Kahramanmaraş olan depremin üzerinden fazla bir zaman geçmedi ki, bölge sel afatıyla sarsıldı. Dün ise Çanakkale Zaferi'nin yıldönümüydü. Birkaç gün sonra da, gönülleri rahatlatan, ruhları canlandıran Ramazan-ı Şerif'e kavuşacağız, inşallah. Milli ve manevi ruha en çok ihtiyaç duyulduğu bir dönemde, bizi biz yapan duyguların kabardığı, günleri yaşıyoruz. Çanakkale dediğimizde, tarihi sevdiren değerli büyüğümüz Yavuz Bahadıroğlu'nu hatırladık, kendisini anmadan edemedik. Üstad Bahadıroğlu'nun gazetemizde yer alan 'Birlik-beraberliğimizin adresi Çanakkale'dir' başlıklı 2015 yılında kaleme aldığı, gazetemizdeki yazısındaki şu ifadeler, tarihi süreçte yaşananları o kadar güzel özetliyor ki; "Öncelikle şunu belirteyim ki, Çanakkale'yi canla, başla, imanla savunanların dilinden düşürmediği üç kelime var: Allah... Bismillah... Kardeş. Çanakkale'de ırk farkı unutulmuş, dil farkı unutulmuş, memleket farkı unutulmuş, bütün savunmacılar "kardeş" kelimesinde ittifak etmiştir... Türk Kürd'ün, Kürt Laz'ın, Laz Çerkez'in, Abaza'nın, Arnavut'un, Roman'ın sadece "kardeş"idir... Karşılarındaki saldırganlar ise İngiliz-Fransız, Anzak olarak değil, sadece "düşman"olarak tanımlanmaktadır... ZatenMehmed Âkifde öyle yapmış,"Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ"diyerek tek mısrada"düşman"ı özetlemiştir. Kısacası saldıranlar"düşman",savunanlar"kardeş"tir, o kadar!.." ÇANAKKALE VE AYDINLIK YARINLARIN REÇETESİ Çanakkale'de 'yedi' düvele, 15 Temmuz'da ülke içindeki vatan hainlerine karşı kazanılan zaferin adıdır. Bugün ise depremden çıkarılan 'canlar' için getirilen 'tekbirler', ülke insanımızın özünü sergiliyor. Bizi biz yapan birlik ve beraberliğimizin özünün yansıması olmakta. İnsanın içinde yer aldığı imtihanın da, devlet ve milletin birlikteliğinin yansıması olarak gördük ve yaşadık. 'Bir olalım, iri olalım, diri olalı.' diyen gönül adamlarına sahip olduğumuz bir neslin torunları olarak, yaşanmış ve yaşadığımız her bir süreçte, bizi biz yapan imanımızın feyziyle yol almak sorumlulukzorunluluk üstlenmemize sebep oldu. Hikmet ve bereket ayı olan Ramazan-ı Şerif'e kavuşmaya sayılı günler kala manevi havayı, bizleri çepeçevre saran bir süreci yaşamalıyız. "Yıldırımlar, Fatihler gibi devletimizin büyük kurucuları, bu kuruluşun kuvvetindeki sırrı, İslâm'ın ruhçuluğunda buldular' diyor, 1971 yılında kaleme aldığı yazısında Nurettin Topçu. Ve devam ediyor; "Yarınki Türkiye'nin kurucuları, yaşama zevkini bırakıp yaşatma aşkına gönül verecek, sabırlı ve azimli, lakin gösterişsiz ve nümayişsiz çalışan ruh cephesinin maden işçileri olacaklardır"(Yarınki Türkiye, Nurettin Topçu, Dergâh Yayınları). BÖLGE İNSANINI ÇANAKKALE VE KİTAPLA BULUŞTURMAK Milli mücadelenin verildiği Çanakkale Zaferi'nin, yaşlı-genç demeden Anadolu insanımızın yedi düvele karşı verdiği kahramanlığının 108. Yıldönümü kutlanıyor. Cumhurbaşkanımız