Seksenler dizisi ve Konyalı Yorgancı Sami Çelik

Şehirlerin tanıtımlarını üstlenen önemli unsurlardan biri de hiç kuşkusuz sanatçılardır. Günümüzde doğdukları, büyüdükleri toprakları unutmayan sanatçılar, konserlerinde olduğu gibi oynadıkları dizilerde bile şehirlerinin tanıtımına vesile olabilmektedir. Konya ve Bozkır Türk Halk Müziği Sanatçısı aynı zamanda dizi oyuncusu Sami Çelik'e ne kadar teşekkür etse azdır. TRT'nin yıllardır sevilen dizisi Seksenler'de 'Yorgancı Sami' rolünde oynayan Sami Çelik, bulduğu her fırsatta Konya ve ilçesi Bozkır'dan güzel örnekler vererek memleketini öne çıkarmaya çalışmaktadır. Yenikapı'da 6. Konya Günlerinin yapıldığı tarihte, Seksenler dizisinde Konya ürünleri o kadar güzel övüldü ve takdir edildi ki ben izlerken gözlerim yaşardı. Ülkemizin lokomotif kanalı olan TRT 1'de sevilerek izlenen bir programında, senaryoya öyle güzel yerleştirilmiş ki ayakta alkışladım doğrusu. Burada değerli senaristlere de çok teşekkür ediyorum. Kahvehaneye, üstünde bir genç 'Sami Usta'ya verilecek' yazılı bir paketle gelir. Genç, Kahveci Mesut'a "paketi Sami Usta'ya verirseniz mutlu olurum" diyerek ayrılır. Kahveci Mesut ise paketin Pastacı Muhtar Sami'ye geldiğini düşünerek ona verir. Oysa paket aslında Konya'lı Yorgancı Sami'ye gelmiştir. İçi de Konya'nın yöresel ürünleriyle doludur. Pastacı Sami bir taraftan paketin kimden geldiğini merak ederken bir taraftan da paketi açarak ürünleri sofrada yemişlerdir. Yerken de ürünlerin hepsinin birbirinden lezzetli ve kaliteli olduklarını da sürekli tekrar etmişlerdir. Senaristi burada alkışlamak istiyorum. Konya ürünlerini Trakya'lı bir aileye övdürmüştür. Değerli dostum, kıymetli ağabeyim Sami Çelik'i hep takdir etmişimdir. Ülkesine âşık bir sanatçı olduğu gibi, doğup büyüdüğü toprakları da asla unutmamıştır. Bir önceki yazımda da söylediğim gibi Konya Valiliği, Kültür Müdürlüğü ve Bozkır Kaymakamlığı başta olmak üzere değerli sanatçımızı takdir plâketi ile ödüllendirmelidir. Manevi Değerlerimize Sahip Çıkalım Yıllardır üzerinde titrediğimiz değerlerimiz her geçen gün erozyona uğruyor. Sosyal medyanın da hayatımıza hızla girmesiyle artık bütün değerlerimiz maalesef söylemde kalmaya başladı. Yalan, iftira almış başını gidiyor. Toplumda yalan iftira normalleşmiş gibi davranılıyor. Eskiden düğünlerde bile dayıma, amcama, yeğenlerime, ağabeylerime ayıp olur diye oynamaktan çekinen kadınlarımız, kızlarımız maalesef sosyal medyanın her alanında var olmaya başladılar. İşin sonunda para varsa değerlerler hızla ötelenmeye başlandı. Gündüz kadın programları aile seviyesinin nerelere kadar indiğinin göstergesidir. Programlarında dedektiflik oynanırken çok mahrem noktalara kadar girilebiliyor. Hergün kimin kiminle ne şekilde bir ahlaksız ilişki kurduğunu görüyoruz.Yok artık dememiz gereken olayları, failleri çok normalmiş gibi anlatılıyor. Adamın karısı sevgilisiyle, kadının kocası bilmem kimle kaçmış. Ahlaksızlıklar diz boyu. Bu ahlaksızlıkları hem de dozunu arttırarak millete neden izletiyorsunuz Bir süre sonra normalleşiyor.İnsanlar empati kurayım derken ahlaki ve insani değerler alçalıyor. Diziler zaten yıllardır aile ve ahlaki değerlere saldırıyor. Bunu da ısrarla sürdürüyorlar. Gündüz kuşaklarında ahlaki değerden bahseden kanallar, akşam kuşağındaki dizileri ile o değerlere bizzat kendileri saldırıyor. Bu tezat yıllardır devam ediyor. Fırsatçılıkta sınır tanımıyoruz, son haftalarda çok fazla örneğini görür olduk. Stokçuluk tekrar hortladı. Gelişi güzel fiyat artırmalar. Nereden nereye geldik. Yeditepe Bienali Başladı Cumhurbaşkanlığı himayesinde,Fatih Belediyesi ve Klâsik Türk Sanatları Vakfı'nın iş birliği ile düzenlediği Yeditepe Bienali'nin ikincisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla başladı. 'Çerçeve'