Kemalist kılıflı tek parti diktasını "kutsama" töreni, millî mücadele'yi başlatma tarihi mi

19 Mayıs Kemalist kılıflı tek parti diktasını "kutsama" töreni mi, millî mücadele'yi başlatma tarihi mi 19 Mayıs 1919'u Millî Mücadele'yi başlatma niyetiyle yola çıkışın tarihi olarak kabul ediyorsak, "Vatan-ı İslâmiyye'nin" istiklâli için başlatılan Millî Mücadele'nin rûhuna aykırı "devrimler" yapan Kemalist kılıflı tek parti diktasının ideolojik töreni olmaktan kurtarmalıyız. Hâlen sürdürülen bu fahiş hatâ düzeltilmek isteniyorsa, 19 Mayıs'ın muhtevası Müslüman Türk milletinin topyekûn katıldığı İstiklâl Harbi'nin mânasına uygun olmalı. O vakit, milletimiz bu kutlamalara cân ü gönülden katılacaktır. "Samsun'da doğan güneş" olarak yüceltilen 19 Mayıs belgelerle sabittir ki, M. Kemal'in tek başına aldığı bir karar değildir. M. Kemal'in Doğu'daki orduların müfettişi unvanıyla Samsun havalisindeki asayişin temini ile benzeri vazifelerin yerine getirilmesi için bir hayli subay, hizmetli, iaşe ve altın yolluklarla gönderilmiştir. M. Kemâl'in 19 Mayıs'ta yola çıkma sebebi kendi ifadesiyle "Vatan-ı İslâmiyye'nin ve hilâfetin kurtarılması" ve "Bölgedeki asayişi temin etmek ve dîn-i mübin-i İslâm üzere" milleti Millî Mücadele'ye hazırlamaktı. Bu sebeptendir ki 19 Mayıs lâdinî Kemalist kılıflı tek parti diktası için yola çıkışın tarihi değil, vatan-ı İslâmiyye'nin kurtarılması için çıkılan tarihtir. (D. Mehmet Doğan, Türkiye Cumhuriyeti Tarihine Giriş, Yazar Yayınları, s.122-128-271) 19 MAYIS TÖRENLERİ "DEVRİMCİ CUMHURİYETE ŞÜKRAN BALOLARI" YLA BAŞLADI Okuyanların bildiği bir mevzu... M. Kemal 1927 yılında Cumhuriyet Halk Fırkası'nın Kurultayı'nda okuduğu "Nutuk" da "19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a gittim" cümlesiyle bu tarihin hedef ve muhtevasını kendi gayesine uygun şekilde değiştirir. Bu mesajla 19 Mayıs ideolojik hâle dönüştürüldükten sonra 1938'de "resmî bayram" kabul edilir. Nutuk okunmadan önce 19 Mayıs resmî bayram değildi. Samsunluların 1926'da 19 Mayıs'ı 'Gâzi Günü' ilân ederek kutlamasının ardından Ankara ve diğer şehirlerde de kutlama yapılır. 1928'de birkaç şehirde yine "Gâzi Günü" ilân edilir, "Gâzievi" açılır, fener alayları düzenlenir, belediyelerde "Gâzi" ye ve "devrimci Cumhuriyet"e "Şükran Baloları" tertip edilir. (Prof. Dr. Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyeti'nde Tek-Parti Yönetimi'nin Kurulması, 1923-1931) İttihat ve Terakki döneminde "Terbiye-i Bedeniye Şenlikleri" ve "İdman Bayramı" olarak başlayan bu ideolojik bayramın safahatını D. Mehmet Doğan şöyle anlatıyor: "12 Eylül darbesinden sonra adı 'Atatürk'ü anma, gençlik ve spor bayramı'na dönüştürülen gün, ancak 1938'de, Atatürk'ün ölümünden yaklaşık altı ay önce, resmî tatil ve bayram günleri arasına alınmıştır. O zamana kadar, mayıs ortalarında 'jimnastik' veya 'idman bayramı' yapılırdı. Bu bayram, 19 Mayıs'la birleştirilerek, Atatürk'ün ölümüne yakın 'Atatürk kültü' oluşturulması yönünde bir adım atılmıştır." (D. Mehmet Doğan,19 Mayıs mı, 29 Mayıs mı, TYB.org.tr, 30 Mayıs 2013) "GÜRBÜZ KIZ VE ERKEKLERİN BEDENSEL MÂRİFETLERİNİN" SERGİLENMESİ BAYRAM OLABİLİR Mİ Bu törenler "Gâzi Günü" nün muhtevasına dâhil edilerek kutlanır. İslâmî değerlerle irtibatını kesmiş olan Kemalist kılıflı tek parti diktasının "muasır yeni Türk ulusu" adına yaptığı Ankara'daki törende Orta Muallim Mektebi öğrencilerinden oluşan "gürbüz kız ve erkekler bedensel mârifetlerini" sergilerler ve kendilerini izleyen M. Kemal'in "muasır Türk gençliği" iltifatlarına mahzar olurlar. (Ayşe Hür, Geleneğin İcadı ve 19 Mayıs Bayramı, Taraftar Gazetesi, 19 Mayıs 2008) 19 MAYIS GÖSTERİLERİ İFFET DUYGULARINI KIRIYORDU 19 Mayıs Törenleri Müslümanca giyinen kız öğrenci tipine karşı sözde modern öğrenci tipinin öne çıkarıldığı gösterilerdir. Özellikle eski 19 Mayıs Törenlerinde omuzları açık mini etekli kıyafetlerle kız öğrencilere gösteriler yaptırılması Batı'nın karnavallarına benziyordu. Asrîmodern kıyafetlerle, Avrupa'dan kopya edilen dans ve jimnastik hareketleriyle utanma ve iffet duyguları kırılıyordu. Böylelikle sözde "çağdaşlaşmış yeni Türk kadınının" rûhunda hayâ duygusu yok ediliyordu. Bu şenaati Necip Fâzıl yıllar önce yazmıştı: "19 Mayıs geliyor ve memlekette büyük cinsî cazibe törenleri 'Millî Eğitim' yaftasiyle ve devlet eliyle açılmak üzere bulunuyor. Memlekette hemen her şehirli ailenin, kızlarını bağışladığı bu törenler, Batının hiçbir (pavyon) ve (müzik hol)ünde eşine rastlanamaz bir şehvet âyinidir." (Îman ve Aksiyon-Özlediğimiz Nesil, s. 24) 19 MAYIS TÖRENLERİNE "BAYRAM" DENİLEMEZ İdrakleri İslâmî değerlere kapalı olduğu için Kemalistler, yâni Atatürkçüler 19 Mayıs törenlerine "millî bayram" diyorlar. Bayram İslâmî bir mefhumdur. Âyetlerde emredildiği üzere Ramazan ve Kurban Bayramlarına bayram denir. Millî kavramı milletten, millet kavramı İslâm'dan neşet eder. Dolayısıyla İslâmî anâne ve değerleri taşıyan hususî günler ancak bayram sayılabilir. Bu sebeple 19 Mayıs'a bayram demek mümkün değil. Bu törenlerin gayesi din ü millet değerlerini "redd-i miras" eden Kemalist kılıflı