Buharâ'dan doğan güneşSeyyid Emir Gilâl

Seyyid Emir Gilâl hazretleri, Silsile-i aliyyenin on dördüncüsüdür. Hazret-i Hüseyin'in soyundandır. Buharâ'nın Sühârî kasabasında doğdu. 772 (m. 1370) senesinde aynı yerde vefat etti... Evliyanın meşhurlarından olan Muhammed Bâbâ Semmasi'nin talebesi ve Behaeddin-i Buharî hazretlerinin hocasıdır. Pehlivandı. Gençliğinde güreş yapardı. Sonra çömlekçilik yaptığı için "Gilâl" veya "Külal" ismiyle meşhur olmuştur.Pek çok kimse onun sohbet ve derslerinde kemale gelmiştir. Annesi şöyle anlatır:"Emir Gilâl'e hamile iken, şüpheli bir lokma yesem, karın ağrısına tutulurdum. O lokmayı midemden geri çıkarmadıkça, karın ağrısından kurtulamazdım. Bu hâl başımdan üç defa geçti. Sonra hayırlı bir çocuğa hamile olduğumu anladım." Bir gün kerametten sordular. Buyurdu ki: "Evliyanın kerameti haktır. Aklen ve naklen caizdir. Bu hususta çok nakiller vardır. Süleyman aleyhisselamın veziri Âsaf'ın, Belkıs'ın tahtını bir anda Sana'dan Kudüs'e getirmesi gibi. Bir başka misal; Hazret-i Ömer, bir defasında Medine'de, hutbe okurken, İran'daki İslam ordusunu görüp, ordu kumandanına; "Ya Sariye, dağa yanaş dağa!" buyurdu. Uzakta olan kumandan Sariye ve ordunun erleri, bu sesi duyup dağa çekildi. Düşmanın tehlikeli hücumundan korundu. Evliyadan meydana gelen keramet, Peygamber efendimizin mucizesinden dolayıdır. Bu mübarek zat, ölüm hastalığında, talebelerine şöyle vasiyet etti: "İlim öğrenerek Muhammed aleyhisselamın yoluna tâbi olmaktan asla ayrılmayınız. Bu, mümin için bütün saadetlerin vasıtasıdır. Her Müslüman erkeğin ve kadının, kendine lazım olan din bilgilerini öğrenmesi farzdır. Bunlar, sırasıyla şu bilgilerdir: İman, namaz, oruç, zengin ise, zekât ve hac, ana-baba