Güzele destek, doğruya teşvik

Özel ilgimiz ve bağlantımız sebebiyle bu köşede sık sık üniversitelerdeki aksaklıklardan da bahsediyoruz. Maksadımız elbette sadece eleştirmek değil.Aynı zamanda fikir vermek ve yol göstermek. Muhataplarımız okusun yeter, alıp kabul etmek ya da beğenmemek ve reddetmek elbette kendi takdirleridir. Son dönemde, birçok üniversitede; panel, konferans gibi adlarla ve "akademik faaliyet" kılıfı altında siyasi yaranmacılık kokan bazı faaliyetler yapıldı ve yapılıyor. İktidar ortağı iki partinin milletvekilleri veya bakan, bakan yardımcısı gibi siyasi kimlikli bürokratlar davet edilip konuşturuluyor ve bu faaliyetler reklam kokan sun'i haberlerle kamuoyuna güya "duyuruluyor". Devlet Üniversitelerinin bazılarının neredeyse "Hükümet Üniversitesi(!)" olarak anılmasına sebep olan bu hatalı tarzı eleştirdik ve eleştireceğiz. Zira bu kötüye kullanma hali ve bu yanlı ve yanlış gösteriş, hangi dönemde olursa olsun akademiye yakışmaz. Ama bugün önce bir doğrunun ve bir güzelin hakkını vermemiz lazım. Önceki gün Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesinde Rektör Prof. Dr. Yusuf Tekin ile Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fulya Bayraktar'ın ev sahipliğinde "Kadın Hakları ve Siyasette Kadın" başlıklı bir panel yapılmış. Panelin bizim için değerli yönü şu: Konuşmacılar dört partiden hanım temsilciler. AKP Eskişehir Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Üyesi Prof. Dr. Emine Nur Günay, CHP Parti Meclisi Üyesi ve Tekirdağ Milletvekili Dr. Candan Yüceer, MHP Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy ve İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Dr. Şenol Sunat Hanımefendiler konuşmacı olarak katılmışlar. Prof. Bayraktar da açış konuşmasında bu çok sesliliğe vurgu yapmış. Bu önemli güzelliğin haber değeri aslında çok yüksek. Ama her nedense medya bu olayda maalesef bir haber değeri görmedi. Bu da eleştirilesi bir durum. Bu örnek olay, hem bu üniversitenin bazı fakültelerinde ve hem de başka bazı üniversitelerde yapılmış olan bazı iktidarcı programların akademisyen organizatörlerine iyi bir derstir. Yapacaksanız böylelerini yapın. Zira üniversiteler iktidarın icraat kurumu değildir. Dolayısıyla üniversitelerdeki adalet mizandaki muvazeneyle olur. İktidar ve muhalefet dengesi burada demokrasinin muvazenesidir. Hem bilimsel faaliyet de sadece tezle değil tez ve antitezle olur. İktidarcı programlarla kendi reklamını yapıp giden