Bir ben miyim üzülen ve şaşıran

Yaz aylarında akran buluşmaları programları yaygındır. Bilhassa sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte başlayanları ilginçtir.İlkokul arkadaşları, lise arkadaşları vs. buluşmaya çalışır. Bazıları ite kaka gider, bazıları gönüllülüğe dönüşmüştür. Bazıları sade bir nostaljidir. Aslında hepsi iyi bir sosyalleşme vesilesidir. Yıllar içinde farklılaşanları bir araya getirir. Bu yönüyle de büyük başarıdır. 1980'de önce cezaevi ve sonra turizm lisesi yapılan Perşembe Öğretmen Lisesinin 1975-1980 arası eski mezunları olarak biz de geçen hafta sonu Ordu Perşembe'de buluştuk. Organizatör Nazmi Ertürk'ün ve organizasyon komitesinin gayretleriyle toplanan elli altmış kişiye ve programın sonuna kadar kalabilen kırk bir kişiye kırk bir kere maşallah dedik. Eski günleri andık. Neşelendik. 2007'de Fatsa'da bir trafik kazasında vefat eden efsane müdürümüz Hayrettin Gürsoy'u ve diğer merhumları andık. Ahirette buluşabilmenin değerini daha iyi anladık. Hüzünlendik. (Yatılı okulumuzun kütüphanesinden "en çok kitap alıp okuyan öğrenci ödülü" olarak Necmeddin Şahiner'in Yeni Asya Yayınlarından çıkan "Edebî Sanatlar" isimli kitabını 1977'de kendisinin elinden almak nasip olmuştu.) Programın gerisi rutin ama yazılması gereken kısmı bizce mühim. Yapılması planlanan tekne gezintisi Ordu Büyük Şehir Belediyesinin tekneyi göndermekten vazgeçmesi sebebiyle yapılamadı. Neden gönderilmediğini net şekilde duyduk: AKMHP cumhurunun başkanı Erdoğan'ın fındık fiyatı açıklama mitingi için aynı gün Ordu'da olacak olması sebebiyle deniz trafiği yasaklanmış. (Fındık fiyatı açıklama mitingi ilginç bir siyaset tarzı. On yaşındaki yeğenimiz aynı akşam "fındık fiyatını duymak için açıklamadan önceki iki saatlik konuşmayı boşu boşuna dinledim" dedi.) Bu türden ziyaretlerde kara trafiğinin felç edildiğini çok duyar görürdük ama deniz trafiğine yasağı ilk defa duyduk, gördük, hatta bizzat tattık. Anayasa'daki