Bişkek'ten Kars'a Köktürklerden Türkiye Türklerine

Deniz Zeyrek 11 yaşındadır. Kars'ın Susuz ilçesindeki okulundan evine dönmektedir. Fakat evin önünde bir kalabalık vardır. 27 Nisan 2022 tarihli "Vicdanlar körelince" yazısına şöyle devam ediyor Zeyrek: "Önündeki kalabalığı görünce eve doğru koştuk. Kapının önünde yeşil çadır kurulmuştu. Kadınlar içeride ağlaşıyordu." Ağlaşmanın sebebi, Zeyrek'in kız kardeşi Mehtap'ın ölümüdür. 2001 yılında Bişkek'teki Türkiye-Kırgızistan Manas Üniversitesi'nde görevliydim. Şehirdeki dört katlı apartmanlardan bir daire kiralamıştık. Bişkek'i görenler bilecektir. Apartmanlar bir karenin kenarlarını oluşturacak şekilde yerleşmiştir. Karenin her kenarında üç dört giriş kapısı vardır. Apartmanların ortasında da kare şeklinde büyükçe bir avlu bulunur. 2001 yılının bir sabahında canhıraş seslerle uyandım. Sesler avludan geliyordu. Pencereden bakınca gördüğüm manzara şuydu. Avluya, Kırgızların boz üy (boz ev) dedikleri silindir bir çadır kurulmuştu. Önünde kurban edilmiş bir hayvan vardı. Çadırın içine doluşmuş kadınlar yüksek sesle ağlaşıyorlardı. Çadıra her yeni gelenle birlikte ağlama sesleri göğe yükseliyordu. 27 Nisan sabahı Zeyrek'in yazısını okuyunca 21 yıl önceki o sahne gözlerimin önünde yeniden canlandı. Yakın zamanlara kadar konar göçer yaşamış olan Kırgızlarda cenaze için çadır kurulmasını açıklayabiliyordum. Fakat Türkiye'de de böyle bir âdetin olabileceğini asla düşünemezdim. "Kapının önünde yeşil çadır kurulmuştu." diyor zeyrek. Demek ki en azından Kars'ta böyle bir âdet vardı. Yanlış bilmiyorsam Deniz Zeyrek Terekeme