'Mana Halkası'nda Bir Gönül İnsanı: Rasim Özdenören!

Birkaç sene önceydi Rahmetli Asım Gültekin aradı. Mirasımız Derneği tarafından düzenlenen Kudüs ziyaretinde ekip arkadaşlarımızdandı, Asım Gültekin. Geniş bir dost çevresi vardı. Asım dedi ki; " Üsküdar'da dar katılımlı bir sohbet, muhabbet olacak. Rasim Özdenören ağabey geliyor. Gelir misin" Atladım gittim Üsküdar'da hoş bir mekân. Az sayıda şair, yazar, araştırmacıdan oluşan bir katılımcıyla sohbet etti, Rasim Bey. Gecenin ilerleyen saatlerinde bir ara Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet M. Kasapoğlu da sohbete iştirak etti. Eskilerden konuştuk, birebir de sohbet imkânı bulduk. Güzel, bereketli bir akşamdı Rasim Özdenören, hikâyelerinde tasavvuf unsuruna ağırlık veren yazarlarımızdandı. Sohbetlerinde hep aşkı, muhabbeti ve tevazuyu öne çıkardı. Gönül insanıydı. Merhum Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Akif İnan, Mustafa Miyasoğlu ile 'mana halkasına' dâhil olanlardandı. pushfn('ads'); Bu yönüyle 1980'li yıllardan bu yana dikkatimi çekmiştir, Özdenören'in yazdığı kitaplar, yazılar. Hele hele 1980'li yıllarda Mavera'da yazdığı bir yazıda, 'mana halkası'nda yaşadıklarını tasavvufi bir bakışla anlatmasını hiç unutamıyorum! Merhum Rasim Özdenören, Allah (C.C.) dostlarıyla irtibatını, rabıtasını, bağını hiç koparmadı. Akademisyen Necla Durmuş, Özdenören'in eserlerini irdelediği Yüksek Lisans Tezi'nde şunları söyler; "Denize Açılan Kapı ve bundan sonra kaleme aldığı eserlerinden itibaren tasavvufî temaların belirginleştiğini görürüz. Modern zamanların bunalımlarını yaşayan kahramanlar, bir tür arayış temasına itilirken bir yandan da tasavvufa intisap etme ihtiyacı hisseder" Gençliğimiz, üniversite yıllarımız, "Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler", "Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı", "Gül Yetiştiren Adam" başta olmak üzere Rasim abinin kitaplarını okumakla geçti. Hem de satırların altını çizerek DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI'NIN DİKKATİNE! Kur'an kurslarında belletmen olarak çalışan hocalarımızın bazı dilek, temenni ve talepleri var. Şöyle ki; 1) Bu belletmen hocalarımızın maaşları konusunda çok büyük sıkıntıları var! 2) Bu belletmen hocalarımız, kadroya alınmıyorlar! Neden 3) Bu belletmen hocalarımızın sosyal güvenlikleri de neredeyse yok! SSK primleri de ödenmiyor! Niçin Diğer bir konu ise Hafızlık yapan çocuklarımız 1) Kanunen, Diyanet İşleri Başkanlığı gözetiminde çocuklarımız 4. sınıftan itibaren Hafızlık eğitimine başlayabiliyorlar. 2) Ancak diğer derslerle beraber Hafızlığı yürüttükleri için sıkıntılar meydana geliyor. 3) Okulun dondurulma süresi 1 yıl olarak belirlenmiş durumda. 4) 1 yıl okulu dondurma sürecinde bir öğrencinin Hafızlığı tamamlaması çok zor! 5) Sınıf dondurmanın 2 yıla çıkarılması elzem! Bu, Hafızlığın tamamlanması açısından büyük önem arz ediyor. İş bu dilek, temenni ve talepler, başta Başkan Prof. Dr. Ali Erbaş olmak üzere, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın çok değerli yöneticilerine, bürokratlarına, yetkililerine duyurulur. pushfn('ads'); SAADET PARTİSİ'NİN DİĞER PARTİLERDEN 7 FARKI! Saadet Partisi 20 Temmuz 2001 tarihinde Prof. Dr. Necmettin Erbakan liderliğinde kuruldu. Milli Nizam Partisi (MNP), Milli Selamet Partisi (MSP), Refah Partisi, Fazilet Partisi'nden sonra Milli Görüş'ün günümüzdeki yegâne partisi. Erbakan Hoca'mız, Saadet Partisi'nin diğer partilerden 7 farkını şu cümlelerle anlatıyor; 1) "Birinci farkımız, Saadet Partisi'nin temel görüşü Milli Görüş'tür. Millet-i İbrahim Hanifa'nın görüşü. Vatanî demek değil milli, Millet-i İbrahim. Milli Görüş budur. Diğerlerine geldiğimiz zaman, diğerleri Siyonizm'in işbirlikçileridir." 2) "İkinci aramızdaki temel fark, biz yeryüzünde adil bir düzen kurmak istiyoruz. Öbürleri ise Siyonizm'in sömürü düzenine hizmet etmek için çalışıyor. Onlar, faizci kapitalist nizamı muhafaza etmek için kurulmuşlardır. Yani, Yahudi'nin, dünyanın sömürülmesine hizmet