İktidara Yakın İsimler de Mesafeli!

Dezenformasyon Yasası'nın 29. maddesi! Bu maddeye muhalefet başından bu yana 'sansür düzenlemesi' iddiasıyla karşı. Ancak iktidara yakın isimler de çok sıcak bakmıyor, yasaya! Bakınız, iktidara yakın isimler Dezenformasyon Yasası'nın 29. maddesi konusunda ne diyorlar "Ne kadar da yoruma açık bir madde bu. 'Halk arasında endişe, korku veya panik yaratma' amacı nasıl saptanacak Meçhul! Bir bilginin 'gerçeğe aykırı bilgi' olduğuna nasıl hükmedilecek Belirsiz! Hangi paylaşımın 'kamu barışını bozmaya elverişli' olduğu nasıl belirlenecek Belli değil. Bir hâkim ya da savcı, 'Ben bunu böyle yorumladım' diyerek gayet masumane bir paylaşıma ceza verebilir. İleride bu tür kararlar ortaya çıktığında bu maddenin sakıncaları daha da anlaşılacaktır. Tekrar ediyorum: Sosyal medya alanı başıboş bırakılamaz. Yasal düzenleme tabii ki yapılmalıdır. Hatta kamu barışı, milli güvenlik, korku ve panik yaratma gibi konular bile bu yasa çerçevesinde ele alınmalıdır. Ancak suçun somutlaştırılması, yorumlara açık bırakılmaması şarttır." (Ahmet Hakan Coşkun-Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) pushfn('ads'); "Cezalar konusunda 29. maddeye şerhlerimizi koyduk. Aman dedik, bu işe gölge düşürmeyin, pusudakilere malzeme vermeyin!" (Osman Erbil, Aydınlık Gazetesi Genel Müdürü) "En tartışmalı madde 29. madde. Buna göre sadece gerçek dışı haber, fakenews, yalan haber suç oluşturmaz. Gerçek dışı haberin yanında saikin yani özel kastın sırf halk arasında korku endişe, korku veya panik yaratmaya yönelik olması lazım. Özel kastın varlığını cumhuriyet savcısının ispat etmek yükümlülüğü var. Bu da kolay değildir." (Prof. Dr. Selami Kuran, hukukçu) "BÖYLE BİR ORTAMDA ÖZGÜR DÜŞÜNCE GELİŞİR Mİ" Dezenformasyonla mücadele yasasının 29 maddesine karşı olan yazarlardan biri de iktidara yakın gazetelerden Milat Gazetesi'nden Ufuk Coşkun. Coşkun, oldukça kritik açılardan yaklaşıyor, 29. maddeye; "Benim de başından beri dikkat çekmeye çalıştığım ve kamuoyunun da rahatsız olduğu 29. madde ise bir hayli problemlidir" "Bu maddeyi, "ne yani, yalan haber yapamayacaksınız diye mi karşı çıkıyorsunuz" diyerek sahiplenen bir kesim var. Bunlar aynı zamanda pandemi sürecinde DSÖ'yü ve aşı şirketlerini sorgulayan insanları aşağılayan ve bilim düşmanı, vatan haini ilan eden bir kesimdi." pushfn('ads'); "Oysa mesele bu kadar basit değil. Sorgulama ve akıl yürütme melekeleri dumura uğramış bir kesimin her şeyi olduğu gibi kabul etmesi bu maddenin doğru ve geçerli bir madde olduğu anlamına gelmiyor." "Şimdi sormak lazım. Bir bilginin gerçek olup olmadığına kim karar verecek Gerçek bilgi nedir Hangi gerçeğe aykırı bilgi infiale yol açar Ya da ülkenin iç ve dış güvenliğini tehdit eder Diyelim ki sosyal medyada kaç kişi tepki verince bu geçerli sayılacak" "Yani maddede bir netlik yok. Hâkimler bu maddenin içini nasıl dolduracak Örneğin sağlıkla ilgili gerçek bilgiyi kim belirleyecek DSÖ mü İyi de tüm dünyada uyguladığı saçma sapan yasakların bugün neye mal olduğunu görmüyor muyuz" "Bu maddenin düşünce ve ifade özgürlüğümüzü, sorgulama, soru sorma, eleştirme yetimizi körelteceği ortada değil mi Peki, böyle bir ortamda özgür düşünce gelişir mi" "Bundan sonra karbon ayak izi saçmalığını eleştirdiğimizde bizi ne bekliyor mesela" NEDEN KARŞI ÇIKILIYOR BU MADDEYE"Dezenformasyonla mücadele düzenlemesi" olarak bilinen, "Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, geçtiğimiz hafta TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı. Yasanın en çok tartışılan maddesi kuşkusuz 29. madde. Bu madde şöyle: "Halk arasında endişe, korku veya panik amacıyla ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla