"Bir Kişiye Tam Dokuz, Dokuz Kişiye Bir Pul!"

Sadece Türkiye'de değil tüm dünyadaki temel bir meseleden bahsetmek istiyorum; gelir eşitsizliği ya da bir başka deyimle gelir adaletsizliği Tam da üstad Necip Fazıl Kısakürek'in haykırdığı gibi; "Allah'ın on pulunu bekleye dursun on kul Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!" Dünyadaki gelir eşitsizliğinden bahsetmek isterim Dünya nüfusunun yüzde 1,1'ine denk gelen dolar milyoneri 56,1 milyon kişi Bu kişilerin toplam servetten aldığı pay ne kadar biliyor musunuz; tamı tamına yüzde 45,8. Yani, dünyanın toplam servetinin neredeyse yarısını İlgili rapor, Ekonomi ve İş Araştırmaları Merkezine (CEBR) ait. Rapora göre; Dünya ekonomisi Gayri Safi Yurtiçi Hâsılası (GSYH), ilk kez 2022'de 100 trilyon doları aşacak. Hane halkının gelirden aldığı pay ile zenginlerin payları arasında makas giderek artıyor. Dünyadaki tüm yetişkinlerin yüzde 55'inin net varlığı 10 bin doların altında. Kuzey Amerika'daki iki ülkenin toplam hane halkı servetindeki bir yıllık artış 12,4 trilyon dolar olurken, bu rakam Afrika'daki toplam servetin neredeyse üç katına yakın. Avrupa'da da durum farklı değil. İsviçre'de her 100 kişiden 15'i milyoner olarak kabul ediliyor. Dünya nüfusunun yüzde 1,1'ine denk gelen dolar milyoneri 56,1 milyon kişinin toplam servetten aldığı pay yüzde 45,8. Milyarderler servetlerini her iki günde bir, 1 milyar dolar daha artırıyor. Tüm dünyada temel ürünlerin fiyatı son on yıllarda olmadığı kadar arttığı için gıda ve enerji sektörlerindeki milyarderler servetlerini her iki günde bir 1 milyar dolar daha artırıyor. Bu, pandemi sırasında her 30 saatte bir yeni bir milyarder ortaya çıktığı anlamına geliyor. Ortaya çıkan her yeni milyardere karşılık yaklaşık bir milyon insan 2022 yılında neredeyse aynı hızda derin yoksulluk yaşıyor. Tüm bu tablo karşısında, Davos'ta geçenlerde yapılan Dünya Ekonomik Forumu'nda tam bir çelişki yaşandı; siyasi liderler, en varlıklı, krizin ekonomik etkisini en az hisseden ve birçoğunun çok az vergi verdiği bilinen uluslararası patronları dinlemeye geldi! İşte dünyayı altüst eden en büyük yaman çelişki budur! Yani, gelir eşitsizliği, yani gelir adaletsizliği. Gelir adaletsizliği olan bir toplumda huzur olmaz! pushfn('ads'); FİYATLAR NEDEN ARTIYOR 1960'lı yıllar Hindistan'da büyük bir ekonomik kriz yaşanır. Temel ihtiyaç maddeleri fiyatları inanılmaz bir şekilde artar. Eşyalardaki pahalılık artık halkın dayanamayacağı bir duruma gelir. Halk, büyük âlimlerden olan Muhammed Yusuf Kandehlevi'nin kapısını çalar. Pahalılıktan ve fiyat artışından yakınır. Bu durumda ne yapmaları gerektiğini sorarlar. Kandehlevi'nin nasihati dikkat çekicidir; "İnsanlar ve eşyalar Allah katında iki elin, iki terazinin kefesi gibidir. Eğer Allah katında insanın değeri artarsa eşyanın değeri düşer ve fiyatlar ucuzlar. Ama eğer Allah katında insanın değeri düşerse eşyanın değeri artar ve fiyatlar yükselip pahalılık olur. Siz Allah katındaki değerinizi yükseltmeye bakın ki, böylece insanın değeri yükselsin ve eşyanın değeri de azalıp fiyatlar da düşsün." Sonra, kendisine şikâyete gelenlere dönüp şu ayeti bu ifadelerine delil olarak okur: "Eğer o şehirlerin halkı (hakkıyla) iman edip takva sahibi olsalardı muhakkak onların üzerine gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık" (Araf, 96). pushfn('ads'); DEDİM - DEDİ! "Haremlik selamlık" dedim "Eğlence güzel" dedi. "Fakirlik yoksulluk" dedim "Batı bizi kıskanıyor" dedi. "İşsizlik" dedim... "İş beğenmeyenler var" dedi. "Eşcinsellik" dedim... "Özgürlük" dedi. "Zina" dedim... "Eskiden de vardı" dedi. "Domuz eti" dedim... "Kasaplık et" dedi. "Faiz" dedim... "Dünya gerçeği" dedi. "Yalan dolan" dedim... "Çaktırma" dedi. "Yazlık kışlık saraylar" dedim... "İtibardan tasarruf olmaz"