Niyet ve kısmet

Böyledir bu alem, neye niyet edersen et sonuçta karşımıza hep kısmet çıkar. Böyle bir atmosferde başlayan Dünya Kupası'nda hiç kimsenin beklemediği özgüven, cesaret ve doğru futbol gücü motivasyonuyla oynayan, tüm olasılıkları göze alan Suudi Arabistan yıllarca konuşulacak bir zafer kazandı. Messi ve Di Maria'lı Arjantin'i 2-1 yenerek, şampiyon adayına "Dur" dediler. Hem de Messi'nin attığı penaltı golüyle 1-0 geriye düşmelerine rağmen. Arjantin ataklarını ilk yarı ofsayt taktiğiyle kestiler, ikinci devre büyük bir mücadele, sertlik ve kazanma arzusuyla oynayarak futbol tarihine geçtiler. Futbolda bazen en büyük olsan da; güçlü ve diri takım olursan, tekniği unutturan bir oyunla zoru aşarsın. Ama bunu her zaman yapamazsın. Kazanmak isteyen kadro takım olunca, yüreği ile kararlılığını kazanma ve cesaretle beslerse galip geliyor! Hatta 6-3-1 dizilişiyle oynasa da! Şimdilik herkes Suudi Arabistan'da bunu gördü.Endüstriyel futbolun en vitrinlik görüntüsü bu Dünya Kupası'nda ortaya konulsa da futbol ülkesi olmayan Katar, açılış maçında oyunuyla sönük kaldı. İş sahaya inince yine de futbol öne çıktı. Ekvador, Katar için pek şans olmadı. Fenerbahçeli Valencia, golleriyle yıldızlaştı. Daha sonra izlediğimiz maçlardan en iyisi İngiltere-İran mücadelesi oldu desek yanlış söylemeyiz. Çünkü 8 gol vardı sahada. Bu, iki ülkenin futbol farkıydı. Ama en çekişmeli ve bizi mutlu eden karşılaşma Senegal ile Hollanda arasında oynandı. Van Gaal'ın veda