Müftülerin tutumu...

Şanlıurfa Valiliği, kentte "Çocuk Yaşta Erken ve Zorla Evliliklerle Mücadele Eğitimleri Programı" bağlamında, aydınlatıcı bir toplantı düzenlemiş. Pahalılığın, gelir dağılımındaki adaletsizliğin, paramızın değer düşümüne uğrayarak toplumu bunalttığı bir dönemde, Şanlıurfa Barosu Başkan Yardımcılığı görevini yürütmekte olan avukat Cemile Karaboğa konuşurken, dinsel kesimden kişilerin, onu "Etek boyunu düzelt, arkaya geçip konuş!" diye uyarmaları görgüsüzlüktür. KARABOĞA KONUŞUYOR"Kürsüye çıkınca bana sataşmaya başladılar. Biri seslenerek 'Biz din görevlisiyiz! Masanın arkasından anlatır mısın!' dedi. Gerginlik çıkmasın diye konuşmamı kesmedim.Zaten az önce de yan taraftaki görevlilere, 'Baro neden bir erkek avukat görevlendirmedi, görevlendirdiyse, o niye böyle giyinip gelmiş' dediğini duymuş, sesimi çıkarmamıştım.Oysa kişisel alana müdahaleydi bu. Hukukçu olduğumu, din ya da ahlak görevlisi olmadığımı dile getirerek bu sataşmayı, hem kendi adıma hem kadınlar adına kabul etmeyeceğimi vurgulayarak konuyu hukuksal yönüyle anlatmak için orada görevlendirildiğimi söyledim."GÖVDE GÖSTERISIDin görevlileri sanki oraya 18 yaşından önce evlilik üzerine konuşmaya değil de tam tersini savunmaya gelmişlerdi... Karaboğa'nın, çocuk yaşta evliliklerin hukuka aykırı olduğunu belirtmesi üzerine, kimi dinciler, çocuk yaşta evlendirilmenin dinsel açıdan sorun olmadığını savunmuş. Bu çağda, dinsel kesimden yurttaşlarımıza anket uygulansa, aralarında kızlarını çocuk yaşta evlendiren ana baba çıkar mı bilmem Cahiliye döneminde Arabistan'da kız çocuklarının yaşa başa bakılmadan evlendirildiğini tarih yazıyor. Gerçek din adamları, çocuk yaşta evlendirmenin Müslümanlıkla ilgisinin olmadığını, İslam öncesinin töresi olduğunu bilirler. Bizde, "ortaya dökmek, dile vermek, açığa vurmak" anlamına gelen "faş etmek" diye bir kavram vardır. Bir müftünün, "Biz din adamıyız, eteğinin boyu kısa!" diye kadını toplum önünde uyarmaya kalkması din adamlığıyla bağdaşmaz. AÇIKLAMA Geçen haftaki yazımda adı geçen Sayın İbrahim Fikri Talman'ın açıklaması: "Saygıdeğer Binyazar,Bugünkü Cumhuriyet gazetesindeki sütununuzda 'Sürtük Tartışması' başlıklı yazınızda hukuki görüş belirten kişiler arasında benim de ismimi zikretmişsiniz. Bunun için teşekkür etmekle birlikte bu mesajı yazma