Atatürk'ü cihan yenemedi!

Dünyanın en büyük devletleri işbirliği kurarak yenemedi Atatürk'ü... Yalakalar, düşünce yoksunları, değerbilmezler, gözü doymazlar, gösteri budalaları, kıt akıllılar, sağlam gözle kör bakanlar, gericilik sevdalıları, eskiyi dirilterek Türkiye'yi çağdaş gelişmenin dışına atmaya çalışanlar... Siz mi yeneceksiniz Halkımızın adsız bilgelerinin buluşu şu atasözünü anımsamanın sırası: "Aç tavuk rüyasında kendini darı ambarında sanırmış..." Yeter ki düşünülsün, atasözleri yerini buluveriyor. Belki ironisiyle güldürmüyor ama düşündürüyor. Değerbilmezler yaşamları boyunca bir deyim, atasözü ya da özdeyiş üzerinde düşünmüş olsaydı, okumayı yaşamlarına sokar, iyi ile kötüyü birbirinden ayırt edebilme bilincine erer, en ilkel toplumlarda bile rastlanmayan büstleri yerinden etmeye, anıtları yıkmaya kalkmazdı. ATATÜRK ANLAMDIROnur Anıtı'nın yıkılmak istendiği Samsun'da, bu kez de "İlkadım Anıtı"nın önüne 20 metrelik reklam panosu konuldu. ADD Samsun Şube Başkanı Işık Özkefeli Anıt'ın aydınlatma lambalarının da söküldüğünü bildirdi. İyilik nedir bilmezler, her şeyi çıkarı açısından düşünenler, savaş çıkararak ulusların yaşarken ölmesine göz yumanlar, taştan, topraktan, metalden, plastikten, kurumuş ağaç kütüklerinden yontulan, sanatçıların yaratıcı el emeği büstler; tunçtan, demirden, mermerden anıtlar birer saygı simgesidir. Ulusumuzun bağımsızlığını sonsuz kılan, eğer yurt savunması şart değilse savaşı cinayet sayıp barış duygusunu insanlığın belleğine yerleştiren çağımızın eşsiz dehası Atatürk bir simge değil, anlam'dır! 'YURTTA BARIŞ, CİHANDA BARIŞ!'Küba'nın başkenti Havana'da otobüsle kent turuna çıkmıştık. Otobüs kentin geniş caddelerinden birinde ilerlerken eşim birden yerinden fırlayarak "İşte, Atatürk'ün görmek istediğimiz büstü! Lütfen durur musunuz" diye seslenince sürücü bir şey oldu sanısıyla otobüsü durdurdu. Her dilden konuşan rehber birkaç dakikalığına otobüsün çıkış kapısını gösterdi bize. Atatürk büstü karşısında bizi görünce, sanki yüzüne onun yüzü vurdu... Büstün çevresini başka ulustan kadınlar, erkekler, çocuklar da sarmıştı. Biz büstte "Yurtta barış, cihanda barış!" sözünü su içer gibi okurken, başka uluslardan olanlar da heceleyerek özdeyişin anlamını çözmeye çalışıyorlardı. Yine öğretmenliğim tuttu, yarım yabancı dilimle onları aydınlatmaya