Sahrâda yapayalnız kalan genç!

Bir gün Hazret-i Mevlânâ'yı hanımı evde göremez. O anda kapı vurulur. Gelen, Hazret-i Mevlânâ'dır. Hanımı, ayakkabılarını çevirirken kenarlarında Mekke'nin kumlarını görüp suâl eder: "Efendi nereden geliyorsun" "Mekke'ye gitmiştim, bir dostumu ziyâret ettim. Oradan gelmiştir o kumlar da." Hanımı düşünür ki: "Bu kısacık zamanda Hicaz'a nasıl gidilip gelinir" Mevlânâ bunu anlar ve; "Velîler, ruh gibi bir anda uzak yerlere gidip gelirler" buyurur. O devirde bir genç, hacca gitmek için bir kafileye katılır. Bir sahrâda mola verirler. Genç, dinlenirken uyuyakalır. Uyandığında kafileyi göremez. Issız sahrâda yapayalnız kalır. O anda bir çadır görür