"Bu, sizin rızkınız..."

İmâm-ı âzam Ebû Hanîfe hazretleri ticâretle iştigâl ederdi.Zengin olduğu gibi, cömertti de.Aslâ emânete hıyânet etmez, Allah korkusu ve takvâ ile yapardı her işini.Kârının az bir kısmı şüpheli olsaydı, tamâmını fukarâya verirdi o kazancın.Talebesinin her ihtiyâcını da kendisi temîn ederdi.Ayrıca onlara para verip;"Bu, benim değil. Rabbimizin benim vâsıtamla gönderdiği sizin kendi rızkınızdır" buyururdu.Onlar da bu şeyleri düşünmeyip, gece gündüz ilme çalışırlardı. Bir gün talebesine ders veriyordu.O ara bir kimse gelip;"Efendim, sizin malı götüren gemi, fırtınaya tutulup içindeki mallarla birlikte batmış" dedi.Hazret-i İmâm bunu işitti.Bir iki sâniye durdu."Elhamdülillah" dedi.Ve derse devâm etti.Biraz sonra aynı kişi gelip;"Özür dilerim efendim. Batan gemi sizinki değil, başka gemiymiş" dedi.İmâm "Pekâlâ" buyurdu.Bir iki sâniye geçti."Elhamdülillah"