"Bizim altınla, gümüşle işimiz yok!"

Antakya'da yaşayan büyük velîlerden Ahmed bin Âsım Antâkî hazretleri zamanında bir genç, köyünden çıkıp bu velînin dergâhına geldi. Talebe olmak istediğini arz etti. Büyük zât; "Olur ama bir şartla" buyurdu. "Şartınız nedir efendim" "Altın vermen lâzım!" Gencin (kırk) altını vardı. Elbise dolabında saklıyordu. Boynunu büküp dedi ki: "Efendim bizde altın ne arasın." "Sende altın var, biliyorum." "Kaç altınım var peki" "Kırk tane." "Peki, nerede bu altınlar" "Elbise dolabında." Diyecek bir şeyi kalmamıştı. Koştu hemen köyüne. O kırk altını getirip teslim etti. Büyük velî, bir altını ayırıp gerisini kendisine iâde edip; "Al bunları evlâdım. Ben