Osmanlı üzerinden İslâmiyet'le hesaplaşmak

Son zamanlarda çeşitli vesilelerle Osmanlı Devleti'ne karşı saygı sınırlarını aşan ve hatta "düşmanlık" olarak tanımlanabilecek talihsiz beyan ve iftiraların kirli ağızlardan sıkça döküldüğüne tanık oluyoruz Gerçek şu ki, yıllardır her fırsatta Osmanlı ecdadımıza dil uzatan batıl(ı) devşirmelerin asıl amaçları, Osmanlı üzerinden İslâmiyet'le hesaplaşmak olmuştu; bugün de özellikle gençliğimizin yoğun ilgi gösterdiği Osmanlı Devleti'ne saldırarak, onun temsil ettiği İslâmî değerleri itibarsızlaştırmak istiyorlar. Evet, Osmanlı Devleti'nin üzerinde yükseldiği temel değerler İslâm'la yoğrulmuştu. Bu hakikati iki tarihi vesika üzerinden hatırlatmak istiyorum. Birincisi, Osman Gazi'nin, oğlu Orhan Gazi'yevasiyeti: "Ey oğul! Biricik vasiyetim şudur ki, Allah buyruğundan başka bir iş işleme! Bilmediğini ehlinden sorup öğren! İyice öğrenmediğin bir şeyi yapmaya kalkışma! Askerlerine in'am ve ihsanını eksik eyleme! Bil ki insan, ihsanın kuludur. Oğul! Din işlerini her şeyden öne al! Çünkü bir farzın yerine getirilmesini sağlamak, din ve devletin güçlenmesine sebep olur! Bunun için âlimlere hürmette ve onların hakkına riayette kusur etme ki, şeriat işleri düzgün yürüsün! Nerede bir ilim ehli duyarsan, ona rağbet et Ancak dinî gayreti olmayanları, sefih hayat yaşayanları ve tecrübe edilmeyen kimseleri, sakın devlet işine yaklaştırma! Zira Yaradan'ından korkmayan,