İktidar ve muhalefet analizi

Son bir yıldır erken seçim tartışmaları sürekli gündem yapıldı. Muhalefet ve bileşenleri, erken seçimin teknik olarak mümkün olmadığını bildikleri halde, sığ bir taktik ve strateji ile algı oluşturmayı ihmal etmedi. İktidar sürekli seçimlerin zamanında yapılacağını dillendirse de, muhalefet bloğu pahalılık ve ekonominin bozukluğundan nemalanarak, erken seçim tartışmasını gündemde tuttu. Erken seçim kararında ısrarın arka planında, Millet İttifakı bileşenlerini diri tutmak ve ayrışmaları önlemek yatıyor. Geride bıraktığımız bir yılda iktidar cephesinde bir çözülme olmadı. AK Parti, MHP ve BBP iktidarın devamından yana uyum politikası izlediler. ABD ekseninden uzaklaşma ve Asya'ya yaklaşma şartıyla Cumhur İttifakı'na dışarıdan destek sunan Vatan Partisi de iktidara omuz verdi. Millet İttifakı cephesinde de bariz bir çatlak oluşmadı. CHP ve Akşener'in İP'si, Cumhurbaşkanı Erdoğankarşıtlığında ve yeni sistemi"tek adam"olarak görmekte devam kıldılar ve alternatif olarak da "parlamenter sisteme" dönüşü gündeme taşıdılar. Kılıçdaroğlu'nun helalleşme kavramıyla muhafazakâr kesime oynaması ve CHP'nin geçmişiyle yüzleşmeye başladığı görüntüsünü aşılamaya çalışması, bir stratejidir. Böylece Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı olduğunu deklare etmeye çalıştı. İmamoğlu ve Yavaş'a adaylık kapılarını kapatan Kılıçdaroğlu, girdiği her seçimi kaybetmesine rağmen, Millet İttifakı'nın diğer liderlerini ikna edebilirse, 2023'te yapılacak seçimlerde Cumhurbaşkanı adayı olmayı hedefliyor. Tabi seçimin belirleyici faktörü, sadece liderler olmayacaktır. Efendileri olan küresel güçler ne diyecek bakalım Millet İttifakının resmen olmasa da fiilen ortağı bulunan Deva ve Gelecek Partisi'nin ne yapmaya çalıştığı, bu yamalı bohçayı andıran ittifak içerisinde nasıl konumlanacakları da önemlidir. Akşener'in Davutoğlu'nu ziyaret sonrası yaptığı açıklama, yeni bir yapılanmaya gidileceğine işaret ediyor. Millet İttifakı içerisinde varlık ve yoklukları hissedilmeyen, kuruldukları günden bugüne kadar yeni bir vizyon, misyon ortaya koyamayan, toplumda hiçbir karşılığı olmayan Deva ve Gelecek Partisi'nin, Millet İttifakı'nın yapısını değiştirecek hamlede bulunması kaçınılmazdır. Aksi takdirde, mevcut yapılarıyla 2023'ün kendileri için bir hezimet olacağını görüyorlar. Muhalefet bloğunun ortak aday arayışında CHP'nin baskın çıkması, etkisiz ve yetkisiz bırakılan Deva ve Gelecek Partisi liderlerini rahatsız etmiş olmalı ki, tartışmalar köpürtülürken "henüz aday tartışmasıiçin erken" açıklamasını zorunlu gördüler. Bugüne kadar her iki parti de CHP'nin arkasına takılma görüntüsünden kurtulamadılar. Dolayısıyla AK Parti'nin tabanına oynama ve Kürt seçmenin oyunu etkileme konusunda bir mesafe alamadılar. Tek bildikleri şey, bir zamanlar önünde el pençe durdukları Erdoğan'ı eleştirmek oldu. Kuşatıcı bir politika üretemeyen, geldikleri zeminden bir türlü kurtulamayan görüntüleriyle rezil oldular. Ne Babacan'ın "geçiş dönemimutabakatı"ve ne de Davutoğlu'nun "Milletİttifakı'nda değişim yapılarakkurucuolmak"tan bahsetmesi, kendilerini kurtaracak hamleler değildir. Yüzde 25 oy oranına sahip bir CHP'nin, yüzdelik dilimleri bir hiç olan Deva ve Gelecek Partisi'nin liderlerine adaylık kaptırmasının imkânı yoktur. Hem Babacan ve hem de Davutoğlu, bu saatten sonra ağızlarıyla