Eleştiriye açık olmak

Eleştirilere karşı alıngan birisi değilim. Yapıcı eleştiri hem fertleri, hem de kurumları olgunlaştırır. Tabi ki herkesin olumsuz yorumlarını da hoş görecek değiliz. Geçen hafta Akit'te kaleme aldığım "Metal yorgunluğu" başlıklı yazımı; Haber 7 ve birçok muhalif site okurlarına ulaştırdı. Ama muhalif kesimin neredeyse tamamı; işlerine geldiği kısmını iktibas ettiler. Kahramanmaraş'ta "arıya verme, iç etme" deyimi var. Bunların yaptığı da bu! Bazıları yine de link verme zahmetinde bulundular. Hiçbirisine kızgın değilim. Kendi okurlarını bizim düşüncelerimizle tanıştırdıkları için de müteşekkiriz. Hatta bir tanesi de makalemi YouTube'da seslendirmiş. Haber 7 bizden birisi, yani Ak Parti'ye yakın, vasat çizgide bir yayın organı. Onun yeri bende ayrı. Akit nasıl yayınlamışsa öyle alır ve servis eder. Eleştiriye açık birisiyim, nitekim kendim de eleştiriyorum. Bel altı vurmak, alternatif sunmaksızın eleştirmek şiarım değildir. Düşmanım da olsa fikirlerine değer verir, adam yerine koyar dinlerim. Sözü, kimin söylediğinden ziyade doğru olup olmadığına bakarım. Kelamullahi bir ölçüdür: "Onlar sözü dinler, doğrusuna tabi olurlar." Bazı okuyucularım iktidar partisini çok eleştirdiğimi, çuvaldızı hep kendimize batırdığımı dillendiriyor. Doğrudur, iğneyi kendime (kendimize) batırmayı pek tercih etmem. Çuvaldız iğneden daha kalındır, dolayısıyla