Latin Amerika'da güç rekabeti..

Önceki Pazar yazımda Çin'in Güney Pasifik'teki ada ülkelerine yönelik çok taraflı anlaşmaları içeren 'jeo-diplomatik' hamlelerine yer vermiştim. Yanı sıra Avustralya'nın ABD'nin "Hint-Pasifik politikası" çerçevesinde Çin'in hamlelerini püskürtmeyi amaçlayan girişimlerine değinmiştim. 'Yükselen Çin' ABD için baş edilmesi elzem olan birinci öncelikli jeo-ekonomik hasım. Yükselen Çin'in etkisiyse Avrasya ile sınırlı değil. Çin'in, Afrika ve Latin Amerika'daki diplomatik hamleleri ve yatırımları yerleşik küresel egemen ABD'nin radarına çoktan girdi.ABD Latin Amerika'yı "arka bahçesi" olarak görüyor. 1823'te ABD Başkanı James Monroe tarafından ilân edilen "Monroe Doktrini" kıta dışı bir gücün kendi sistemini 'arka bahçe'ye sokma girişimini doğrudan ABD'yi hedef alan bir girişim olarak görüyor. ABD'nin batı yarım küresindeki emperyalist-kapitalist genişlemesinin ifadesi olan bu Doktrin Latin Amerika'da 19. Yüzyıldan 21. Yüzyıla kadar uzanan müdahaleleri ve darbeleri meşrulaştırma aracı oldu. Latin Amerika halklarının hafızasında darbelerin ve işgallerin sebebiyet verdiği felaketlerin anılarıysa hâlâ canlı. Haiti'lilerin dediği gibi, "darbeyi vuran unutur, yarayı taşıyan hatırlar". Latin Amerika'da ibre 2000'lerden itibaren Çin'e dönmeye başladı. Çin'in alt kıta ile ticareti 2002'de yaklaşık 18 milyar dolar idi. Bu rakam 2021'de 449 milyar dolara ulaştı. Rakamın 2035'de 700 milyar doları geçeceği tahmin ediliyor. Halihazırda Çin, Latin Amerika'nın büyük ekonomileri için en büyük ticaret ortağı. Çin'in Latin Amerika'da büyüyen etkisi Pekin'in "Tek Çin" politikasına diplomatik desteği de artırıyor. Birçok Latin Amerika ülkesi Tayvan'dan uzaklaştı. Uzun lafın kısası, alt kıta, ABD ve Çin arasındaki küresel güç rekabetinin alanı oldu.6-10 Haziran günleri arasında ABD'nin Los Angeles şehrinde " Amerikalar Zirvesi gerçekleşti. Zirvenin ana teması "Sürdürülebilir, Dayanıklı ve Adil Bir Gelecek İnşa Etmek" olarak ilân edilmişti. Zirve'nin gündemindeyse Göç, Gıda Güvenliği ve İklim Değişikliği öne çıkarılmıştı. Analizcilere göreyse Zirve, Çin'in Latin Amerika'da giderek büyüyen ayak iziyle ilgiliydi.İlki 1994'de ABD'nin Miami şehrinde gerçekleşen "Amerikalar Zirvesi" bugüne kadar Latin Amerika'nın beklentilerine cevap vermedi. ABD'nin Latin Amerika'ya üstenci bakışıysa pek değişmedi. ABD'nin Çin'in ekonomik nüfuzunu kırmaya yönelik girişimleriyse sonuç vermedi. ABD'nin Çin'in yatırım ve kredi hamlelerinin Latin Amerika'yı borç tuzağına doğru çektiği yönündeki propagandası da tutmadı. Zira Latin Amerikalılar bildikleri "Borç Tuzağı"nın ABD'nin askerileştirilmiş neo-liberal politikalarının ürünü olduğunu çok çok iyi hatırlıyorlar.Venezuella'nın meşhur lideri Hugo Chavez 2009'da Trinidad-Tobago'da gerçekleşen Zirve'de ABD