İyi bak NATO, o bombayı kim veriyor

Terör, terör, terör. Lanetliyorum, lanetliyorum, lanetliyorum.

Dün Ankara'da bir terör eylemi yapılmaya çalışıldı. Saldırı hazırlığındaki iki terörist etkisiz hale getirildi. Güvenlik güçleri zamanında müdahale etti.

Tam TBMM açılırken. Bilerek seçilmiş bir günde.

İyi bak NATO bu bir terör eylemi. Bazı NATO ülkelerinin görmek istemediği terör.

İşlerine gelmeyince kör olurlar sağır olurlar.

Bu teröristler bu patlattıkları bombayı, silahları ve roketatarı nereden buluyor acaba

Dış destek olmadan bunların olmayacağı açık.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Bazı NATO ülkeleri teröristlere silah veriyor, bazı NATO ülkeleri teröristleri ülkelerinde besliyor.

Ama Türkiye 'teröristlerle ortak mücadele' için NATO'ya girişte 'terör' şartı ortaya koyunca itiraz ederler.

'Benim teröristlerim iyi, bana dokunmaz, bin yaşasın' diyerek ortada top dolaştırırlar.

Keşke terör örgütlerini desteklemeyi bıraksalar, keşke bölgede huzursuzluk çıkarmaktan vazgeçseler.

10 bin kilometre uzaktan bu çağrıma olumlu yaklaşmak zor gelebilir ama o mesafeden teröristleri silahlandırırlar.

Ama teröristleri Türkiye tek tek avlıyor ve bitiriyor.

Son terörist bitene kadar da mücadelesine devam edecek.

Bazı ülkelerin de artık vekalet savaşlarını bitirmesi lazım.

Son çırpınışları bırakın.
O teröristler gün gelecek size de zarar verecek...

Kurtulmuş'tan muhalefete çağrı

TBMM yeni yasama dönemine dün başladı. Meclis'teki muhalefet partilerinin sayısı arttı.

Yeni dönemde TBMM'yi iç tüzük ve yeni anayasa çalışmaları bekliyor.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile TBMM açılmadan bir araya gelmiştim. Kurtulmuş 'yeni dönemde muhalefet partilerinden beklentiniz nedir' sorum üzerine şu çağrıyı yaptı:

"Herkese, bütün muhalefet partilerine, iktidar bloğundaki partilere tabi ki burada anlayış içerisinde, karşılıklı anlayış içerisinde sözlerimizi söyleyerek, mücadelemizi yaparak, münakaşalarımızı yaparak ama sonuç itibariyla en verimli müzakere ortamını temin etmek lazım. Sözünüzde haklı olduğunuzu ispat etmek çok yüksek perdeden bağırmanızla alakalı değildir. Yani çok yüksek perdeden bağırırsam ben sesimi daha fazla duyururum diye bir şey yok. Siyaset, makul, mutedil, halkın büyük ortalamasının kabul ettiği bir üslup ve tarzda siyaset yapmayı gerektiriyor. Ben Meclis'teki partilerimizin de buna uyarak fikirlerini en ciddi şekilde, en açık şekilde söyleyecekleri, siyasi tartışmalarını, mücadelelerini, münazaralarını, münakaşalarını yapacaklarını, ama Meclis'in de nezih bir şekilde çalışmasına zemin hazırlayacaklarına ümit ediyorum.