Bediüzzaman'ın şehid yeğeni: Ubeyd

Bediüzzaman'ın Hayatı'ndan Tesbitler (217)Bediüzzaman Hazretleri'nin Başet'in zirvesinde kaldığı yıllarda okuttuğu talebeleri arasında yeğeni Ubeyd de bulunuyordu. Ubeyd, mensup olduğu mübarek ve asîl hanedandan Sofi Mirza'nın yaş sırasına göre birinci evlâdı olan Durriye (Durrı) hanımın tek oğludur. Bediüzzaman'ın öz yeğenidir. Nurs Köyü'nü ikiye ayıran dereden akan suda gark olarak şehiden vefat eden Durriye hanımın oğlu Ubeyd de, dayısı Bediüzzaman'la birlikte Birinci Cihan Harbine katılmış, Rus ve Ermenilerle savaşmıştır.1 Bediüzzaman'ın ablasının oğlu olan Ubeyd, Ruslarla savaşırken Bitlis Kalesi'nin yakınlarında şehid olmuştur. Şehid olduğunda henüz on yedi yaşlarında ve üzerinde bayram elbiseleri vardır. Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nur Külliyatı'nın değişik yerlerinde yeğeni Ubeyd'den övgü dolu ifadelerle bahsetmiştir.2 Ubeyd, Birinci Harb-i Umûmî'nin başlaması ve Ruslardan cesaret alan Ermenilerin saldırıları üzerine Bediüzzaman'ın idaresinde harbe katılır. Bu harbde Bediüzzaman Hazretleri yaralı olarak Ruslara esir düşerken, yeğeni Ubeyd de şehit olur. Bilindiği gibi Van ve çevresi Rusların eline geçer. Şehir harabe haline geldiği gibi uzun süre talim gördükleri medreseleri de bu tahribattan nasibini alır. Bediüzzaman'ın "Ablası Durriye Hanım'ın evlâdı ve talebesi Ubeyd de, yalçın Bitlis kalesinin dibinde, sırtındaki yep yeni elbiseler içinde Rus kurşunları altında şehit olmuştur."3 Ubeyd'in şehid oluşu ile ilgili Ali Çavuş'un anlattıkları da şunlardır: "Bir haftalık şiddetli bir mukavemet sonunda Bitlis'e giremeyen Ruslar, Bitlis-Tatvan yolu üzerinde bulunan Papşin Hanı'nı tahliye edip, geri çekildiler. Ermenilerin rehberliği ile Bitlis'in cenubundaki Güzeldere yolunda Simek nahiyesi üzerinde Bitlis-Siirt yolunu kesip, Araplar Köprüsü'nü tuttukları görüldü. Gece yarısından sonra Bitlis'e taarruza geçtiler. Şiddetli muharebeler cereyan etti. Bu arada Üstad Bediüzzaman'ın çok sevdiği yeğeni Ubeyd ve birçok kıymettar talebe arkadaşlarımız şehid oldular."4 Bediüzzaman "Merhum Molla Abdullah ile beraber Abdurrahman'ı ve Ubeyd'i ekser dualarımda zikrettiğim gibi, merhum Fuad'ı dahi onlarla beraber her vakit yâd edeceğim, inşaallah."5der. Bediüzzaman, Birinci Mektup'ta Dördüncü tabaka-i hayatı, şüheda hayatı olarak