Merak etme!

Herkes kendi ruhunu şöyle bir yoklasa, her köşesinde bir korkunun, bir endişenin, bir merak dugusunun çöreklendiğini görecektir.Bazı insanlar kalp krizi geçirmekten korkarlar, bazıları kansere yakalanmaktan. Kimisi yolda yürürken kendisine bir aracın çarpmasından endişe eder. Kimi de sineğin ısırmasından korkar, ejderhanın ağzına doğru koşar. Hayat yolunda bir çok korkular, endişeler, merakaver olaylar insanı beklemektedir. Ey, dünyanın haline bakıp, hayatın zorluklarını görüp, kendi acz ve zaafını anlayıp, elinden bir şey gelmediğini idrak ederek, ümitsizliğe, endişeye ve korkuya kapılan insan! Merak etme, yalnız değilsin. Sahipsiz ve başıboş değilsin. Seni yaratıp dünyaya gönderen Cenab-ı Hak, seni dünyanın derdi ile, hayatın meşakkati ile baş başa bırakmaz. Dünyanın gamını, tasasını kendine dert etme. Derdi veren Allah, o derdin içinde dermanını da vermiştir. Ara, bul, dertlerinden kurtul. Hazreti Mevlâna'nın dediği gibi, "Rabbine dönüp, 'ne büyük bir derdim var' deme, derdine dönüp, 'ne büyük bir Rabbim var' de." İşte o zaman, çok büyük gördüğün dertlerin küçülüp yok olacak, ruhundaki korku ve endişe bulutları dağılacaktır. İnsan olmak hasebiyle, cüz'i bir irade sahibisin. Bu cüz'i iradenle, hayatta her şeye hükmedip, her işi yapamıyorum diye merak etme. Sana bu cüz'i iradeyi veren bir külli irade var. Ona istinat et, o zaman her güçlüğün üstesinden geldiğini, her işinin yoluna girdiğini göreceksin. Zayıfım, güçsüzüm, kudretim az, çok büyük olan düşmanlarıma karşı kendimi muhafaza edemiyorum, hayatımı idame edemiyorum diye merak etme! Kadir-i mutlak olan Cenab-ı Hakk'ın kudretine