Kul olmak istiyorum

Küçükken, büyükler tarafından hemen hepimize sormuşlardır:"Büyüyünce ne olmak istiyorsun" Biz de genellikle, "doktor olmak istiyorum, mühendis olmak istiyorum, pilot olmak istiyorum, öğretmen olmak istiyorum" şeklinde cevap vermişizdir. Anne babalarımız da bu cevaplar karşısında, "maşallah, bizim oğlanın (veya kızın) hedefleri büyük, inşallah olursun evlâdım" diye, bizimle iftihar etmişlerdir. İnsanın ve özellike çocukların büyük hedefleri olması güzel de, biz hedefin büyüklüğünden ne anlıyoruz acaba Hani Nasreddin Hocaya ithafen anlatılır: Hoca Akşehir sokaklarında umursamaz bir tavırla dolaşırken, şehre yeni tayin olan kaymakam, kendisine sorar: - Sen kimsin - Hiiç, ben bir hiçim. Fakat sen kimsin - Ben kaymakamım. - Sonra ne olacaksın - Vali olacağım - Daha sonra - Belki vezir olurum, belki de sadrazam. - Peki daha sonra ne olacaksın Padişah da olamayacağını bilen kaymakam, gelebileceği makamların bittiğini görünce, "hiiç" demiş. - Bak senin yıllar sonra gelmen mümkün olan makama ben şimdiden geldim, ben hiçlik makamındayım. Hz Mevlânâ ise hiçlik makamında olduğunu şöyle anlatmış: "Sen benim bu âlemde ünümü duymadın mı hiç Ben bir hiçim, hiç!" Dünyevî makamların en yükseğine çıkan bir insanın orada ebedî kalması mümkün olmadığından, sonunda hiç olacaktır. O makamlara gelebilmek için ne emekler harcamış, ne büyük fedakârlılara katlanmıştır. Sonunda amacına ulaşmış olsa bile, o makamda kaç yıl kalabilecek, makamının sefasını ne kadar zaman sürebilecektir acaba Halbuki, "kulluk makamı" diye bir makam daha vardır ki, makamların en yükseği, en itibarlısı ve ebedî olan bir makamdır. Dünyada insanı en çok mesut eden, en huzurlu olduğu, en emniyetli,