Zeynep Çakır

Yeni Asya

Tezat mezatına hoş geldiniz!

Tesettür gericilik, çağdışılıktır şeklinde röportaj verdi dövmeli, göğsü göbeği açık dizi oyuncusu...Kış gününde montların altından görünen bu zıddiyetin ve her bölümde ısrarla devam eden bu görüntünün kendi özgür iradesi ile olmadığını, yapımcı ve senaristlerin baskısı ve teşhirciliğin esaretinde gönüllü ve zorunlu bir kölelik olduğu aşikâr olduğu

Değişim rüzgârlarına kapılmak mı

Bazı değerlerin zaman aşımı yoktur. Gelin görün ki değer kazanmak uğruna aşındıran yine insandır.Zaman değişir, insan da zamanla değişir ama bu kemaliyete uygun bir değişim olursa gelişimdir, kişiyi değerli kılar. Eskilerin 'kırkından sonra değişeni teneşir paklar' demesi, çıktığı kabuğu beğenmeyen kestane misali, aslını inkâr edenler gibi hallere

Ramazan ağacı

Burası benim mutfak camım. Pencere mermerindeki ocak aparatından anlaşılıyordur zaten.Bazen lazım olur, çoğu zaman gerekmez. O da öyle bekler orada. Petek üstünde de her zaman bezler olur kurulamaya bırakılmış. Fena görüntü kirliliğidir. Ama bile bile durur orada. Zira eski tip tezgah mermerinin meyli bozuk olduğu için tam da kaşık çekmecesine doğr

Ekmek hakkı için...

Mutfağa girdi kadın, iftarlık hazırlamaya. Bir kaç saat uğraştı.Sonra hem hava almak, hem de ekmek almak bahanesiyle dışarıya çıktı. Ramazanda ekmeğin şahı pideydi ama yine de bir ekmek bir pide olarak ayarlıyordu günlük tayını. Hava güzeldi, biraz daha yolunu uzatıp oyalanmak için parka kadar yürüdü. Bir inşaatın yanından geçerken çalışan işçileri

Kadınları anlamayan kadınlar!

Bizim ülkemizde mi böyle, yoksa genel olarak mı bilmem ama bizde kadın algısı sonsuz bir idealizm üzerine kurgulanmıştır ve reel beklenti de ona göredir.İster çalışan olsun, ister ev hanımı... Beklenilen şey eksiksiz gediksiz her şeyin üstesinden gelebilmeli, üstüne yakınmamalı, şikâyet etmemeli, hep güler yüzlü ve sabırlı olmalıdır. Bizde bu tartı

Kaybolan bir şehrin hikâyesi

Yine bir gün şehri gezmeye çıktı kadın. Gezelim görelim değildi onun yaptığı aslında. Gördüğü yerleri bile yeterince görmediğini biliyordu.Önüne muhakkak çıkan bir sürprize şaşırmıyordu artık. Şehrin bir hediyesi kabul ediyor ve en çok da bu yönü hoşuna gidiyordu. Ruhu, mazisi, hatıraları ve az biraz bildiği tarih bilgileri bile, onunla beraber kaf

Aşkolsun!

Huzur Sokağı'nın dindar, imanlı genci, bir gün mütevazı evinin penceresinden sokağa şöyle bir bakarken, karşı binadaki apartmanın camından siyah saçlı, yeşil gözlü bir kıza gözü takılır.Bir anlık görüşün ismi aşktır, ama biçare genç, amansız bir nefis muhasebesiyle, bir yandan yaşadığı durumu adlandırmaya çalışırken, öte yandan günaha girmeden, yan

Size bir güzellik yaptım

Güzelliğe meftun olmayan yok. Güzel zatında güzel çünkü. Sevilmeyi hak eder.Güzel görmek güzel bakmak sevaptır hem. Lâkin insanı en çok yanıltan kendine ait zahiri güzellik kavramına yüklediği mânâdır. Güzelliği vereni bilince, emanet olduğunu bilince, geçip gideceğini düşününce, 'ne kadar güzel' değil, 'ne güzel yaratılmış' deyip adrese teslim edi

Bir zamanlar Bulgaristan

Bulgaristan Razgrad'dan bir fotoğraf.. balkanesintilerii sayfasında gördüm. Geçmiş zamanlara ait böyle fotoğraflar aslında kültürümüzün bir parçası.Hepimizin aşina olduğu aile albümlerimizde muhakkak yer edinmiş bir görüntü. Fakat gelin görün ki, bir kesime bunları anlatmak, göstermek, kabul ettirmek imkânsız bir şey. Zira o kadar şekilci, kör ve o

Herkes haddini bilecek!

Bu zamanın en dehşetli hastalığı nedir derseniz, bence hadsizlik.Hadsizlikte sınır tanımayan davranışlara ya tanık oluyoruz ya da maruz kalıyoruz maalesef. Geçen marketteyim. Kasiyer kız "poşet istiyor musun" dedi. Sonra yine 'Sen' diyerek bir cümle daha kurdu. "Sen" değil "Siz" dedim kızgın bir şekilde. İlave hiç bir cümle kurmadan, açıklamaya gir