Ünal Bolat

Türkiye

Annem üzülmesin diye...

Adam o kadar yalvardı ki dayanamadım. "Peki getirin göreyim bir makineyi" dedim... Bunca yılık eşya tamircisiyim. Böylesi garip vakaya rastlamadım. Demek çiğ süt emmiş olan insanoğlu, bazen iyiliğin arkasına bürünüp ufacık menfaati için sahtekârlık da yapabiliyormuş... Yıllar önce bir gün dükkânıma gelen bir şahıs bana dedi ki: "Ustam yaşlı bir an

Asıl anlamadığım şey...

"Esas hayret ettiğim, böyle insanları o kişiler nasıl anlıyor ve hemen eyleme geçiyorlar" Üzerinden yıllar geçmiş yaşanmışlıkları buruk bir tebessümle hatırlamak Topkapı sur dışında yabancı marka bir oto satış firmasına girmeye hazırlanırken tam ayağımın dibinde acı bir fren yaparak bir araba durdu. Aracın içinden feryatlar yükseliyordu: "Hastane

Her ramazanda hatırıma gelir...

Onları ardından "amin" diyerek yolcu ettikten sonra baktım ki rahatsızlığımdan da eser kalmamış... Her sene Ramazan-ı şerif geldiğinde, yâd etmeyince o günleri o saatleri yeniden yaşamayınca duramıyorum. 1983 senesi Ramazan-ı şerif ayının Kadir Gecesi gündüzü idi. Rahatsız idim. Ahmet Turgal Abimiz ile pazarlama hizmetlerine çıkamamıştım. Kanarya

Türkiye Çocuk dergisi...

"Sıkıyönetim komutanı, basın açıklamasında Türkiye Çocuk Dergisinden bakın nasıl söz etmişti..." Türkiye Çocuk dergisi 1982 yılında ilk yayınına başladığında çocuklar gibi sevinmiştik. Sadece çocuklar değil biz büyükler de sanki yaşamamış olduğumuz çocukluğumuzu bu dergi ile yaşamaya başlamıştık. Gazetemizin yanında verilmeye başlayan dergi için a

Saliha bir Anadolu kadını...

"Cevap veremeden süratle yandaki odaya kaçarak ona göstermeden hüngür hüngür ağladım..." Teğmen olarak 1982 yılında Isparta'ya tayin olmuştum... Aynı gün bana evlerinin yanında bir ev buldular. Evlerine yemeğe daveti bir gün aksatsam kapımda iki çocuğu ve kocası hesap(!) soruyorlardı Davetlerine gitmediğim zaman kendimi suçlu hissedeceğim bir sam

İyilik unutulmuyor!..

"Bahçenin eski sınırını bilen iki kişiyle vilâyete gideriz, bir dilekçe verip hakkınızı ararız" Muhtarlık yaptığım köyüme giderken yaşadığım hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum: Kadıncağıza ne cevap vereceğimi bilemedim: -Muhtarlık döneminden mi -Evet Hani beni beyimin amcasının zulmünden kurtarmıştınız Kadıncağız konuşurken ben de nerede

Bu helva da neyin nesi

"Beni tanımadınız galiba muhtar. Ben sizin kırk sene önce yardım ettiğiniz köylünüzüm..." Nereden nereye... Eskisi gibi ulaşım zorluğu çekilmeyen köyüme, minibüsle giderken hatıralar canlanmıştı gözümde Yıllar önceki yokluğu, o zamanlar köyümüzde muhtarlık yaptığım günleri hatırlamıştım... İnsan bulunduğu makam ne olursa olsun hizmet ettiği süre

O gün, en zor günümdü

"Rabbim el ayak vermiş, sıhhat vermişti... Ben ise ona ibadet yapmaktan habersizdim..." Şantiyedeki işçilerimin bir ramazanda teravih kıldırmamı istemeleriyle, başlayan hayatımdaki inanılmaz değişimi anlatmaya bugün de devam ediyorum... Sabah namazı için otomobilime bindiğim gibi şehirdeki en yakın camiye damladım... Namaz çıkışı hocayı bekleyip d

"Yoksa yarın şantiyeye uğrama!"

"Evet okuyup mühendis olmuştum ama bir Müslüman olarak namaz vazifemi bilmiyordum!.." Şantiyedeki işçilerimin bir ramazanda teravih kıldırmamı istemeleriyle, başlayan hayatımdaki inanılmaz değişimi anlatmaya bugün de devam ediyorum... İşçiler gayet samimi teravihi benim kıldırmamı istiyorlardı "Hay Allah ne yapacağım şimdi ben" dedikten sonra, işç

Beni niçin bekliyorsunuz

"Oruç tutmaya izin mi isteyeceksiniz Eğer öyle düşünüyorsanız ben de oruçlu olacağım..." Büyük dedem, eski paşalardanmış. Seçkin bir maziye sahip bir ailenin çocuğu olarak, doğup büyüdüm... Ailemin tek çocuğu olduğum için de el bebek, gül bebek yetiştirmişler beni... Ancak, ailem, çevrenin de etkisiyle olsa gerek, beni maddi yönden her türlü yeni