Aslında bugünkü yazım, "Durmanın ve susmanın gücü" başlığı altında, sevgili dostum Barbaros Şansal'ın Kıbrıs'ta maruz kaldığı "sıradan faşizm" üzerine olacaktı. Ya da faşizmin nasıl gündelik hayatımızın "yeni normal"i haline geldiği üzerine bir yazı diyelim!.. Barbaros'un avaz avaz zehir saçan bir ağız karşısında o muhteşem "duruş ve susuş" ile nas
Ege'de tatilde denizin ortasında geç haberdar oldum; e-postama "Acil" koduyla BBC World Service'ten gelen mektupla Gazeteci Beth Timmins, TRT'de uzun yıllardır pazar sabahları yayımlanan "Western", bizdeki yaygın adlandırma ile kovboy filmlerinin kaldırılması kararı üzerine konuşmak istiyordu önümüzdeki birkaç saat içinde ama ben mektubu okuduğumda
Tatili bitirip döndük, rutin tempomuzu tutarak gazetelere göz gezdirir olduk ki dakika bir-gol bir,Yassıada'nın yeni görüntüsü karşısında dehşete kapıldık!.. Dünkü Hürriyet'te Vahap Munyar marifeti ile verilen haberdeki fotoğraf, sadece ve sadece geçmişten hınç almak ile ne pahasına olursa olsun bugününü kurtarmak arasında sıkışıp kalmış bir dinbaz
21 Mart 1995'te bir anne, kızlarından birinin doğum günü kutlaması için ailesini evde bir araya getirme arzu ve heyecanıyla emek emek balık yapıyordu. Oğlu telefon etti ve annesine, kız kardeşinin doğum gününü unutmadığını, o yüzden eve erken geleceği müjdesini verdi. Bir mütevazı mutluluk resmi, o akşam kendi halinde bir ailenin sofrasında çizilme
Oyuncu Deniz Çakır'ın Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz (EDHO) dizisinden yapımcı Raci Şaşmaz kararıyla çıkarılması, bir takım noktalar hâlâ aydınlığa çıkmamış ve kim ne yapmış belirsiz olmakla birlikte, ağırlık merkezinde "cinsiyetçilik" olan bir hadise ve oradan hareketle değerlendirilip sorgulamaya açılması gerekir. Olayın özeti çok tatsız ve hakika
ABD Doları'nın amansız yükselişi karşısında ciddi ekonomik kaygılara kapılmış olduğumuz şu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan çıktı ve krizin üzerine en iyi bildiği, belki de tek bildiği yolla gitti. Önce memleketi Rize'nin Güneysu ilçesinde çıktı hemşerilerinin karşısına ve "Onların dolarları varsa, bizim de halkımız, Hakk'ımız, Allah'ımız var, hiç end
"Üniversite pazarı" başlıklı yazıma geribildirimler geldi. Bunların bir kısmı benim bir vakıf üniversitesinde de çalışmakta olmam üzerinden ne hakla böyle yazabildiğimi sorup sorgulama cihetinde oldu. Bir kısmı yaptığım genel değerlendirme dışında kalan özelistisna olumlu verilerden hareketle haksızlık vurgusunda bulundu. Ama tabii bir yandan da "f
Eskiden üniversite sınav dönemi, sınavın stresini liseden itibaren yaşamaya başlayan öğrenciler ve onların velileri için öncesiyle sonrasıyla telaşlı, heyecanlı bir süreci beraberinde getirirdi. Artık öyle değil. Sınava giren öğrencilerden de çocuklarını sınav kapılarında bekleyen, sonrasındaki gelişmeleri onlarla aynı heyecanla yaşayan anne-babala
Lise yerleştirme sonuçlarında imam hatiplere "tercih hezimeti" ile Diyanet Vakfı'nın özel televizyon ("Diyanet TV") kurma girişimini işaret eden haber birlikte okunmalı. Bunlar küresel-dijital bir dinamizm ve motivasyonla akıp giden hayatımızın "kültürel cangıl"ında dinin, "din" diye diye nasıl canına okunduğuna ilişkin ibretlik hadiseler olarak ka
Başlık Fransız siyasal antropolog Pierre Clastres'ın eşsiz çalışması "Devlete Karşı Toplum"a bir nazire Clastres, küçük ölçekli (yanlışlıkla "ilkel" denilen) kabile toplumları üzerine yaptığı etnografik çalışmaları ışığında bu toplumlarda bir otorite kaynağı "şef" olsa da iktidar kaynağı bir "devlet"in ortaya neden çıkmadığı sorusunu yanıtlamaya ça
© 2016