Raşit Yücel

Yeni Asya

Çantacı Necmi abiye rahmet

Yıl 1973. Mevsim bir yaz günü. İzmir'deyim. Akrabamız, merhum Ömer Şahin kardeşimin ısrarı ile Tire ilçesine gittik. Orada, Celal Keseli isminde bir mütebessim zat ile karşılaşıyoruz ve "dershane" dedikleri bir mekâna gidiyoruz.Hayatımda görmediğim samimi insanlar ile o akşam beraber olduk. Sabah olunca bütün o mütebessim insanların, bizi uğurlamak

Yüzyılın hasreti...

İnsanlık, huzur ve mutlu yaşamanın sırlarını arıyor. Hâlâ bir çok ülke, bu saadete kavuşmuş değil.İslam dünyasında, bu hayale ulaşabilen ülke sayısı, yok denecek kadar azdır. Ülkemiz de gerçek demokratik ve cumhuri sisteme geçmiş değildir. Halbuki bunun temel umdeleri Asr-ı Saadette yirmi yıl yaşanmış, daha sonra "ısırıcı bir saltanata" dönüşmesi i

Bir İbrahim Kaya vardı

Mahallemizde yeni inşa edilen bir camimiz vardı. Ortaokul yıllarımda idi.Camide sık sık müezzinlik yapardım. Camimize gelenlerden, uzun boylu, takım elbiseli bir ağabeyimiz vardı. Onun haline gıpta etmiş, "Ben de büyüyünce öyle olacağım" diye kendi kendime karar vermiştim. İbrahim abi idi bu. Daha sonra bizim mahalleden taşındı. Ben de, birkaç yıl

Karadeniz, Karedeniz

Ülkemiz, coğrafi konumu itibariyle ve bölgeleriyle isimlendirilir, yâd edilir.Karadeniz, denizi ile beraber, bölgesi de o ad ile anılır. Azeri nağmelerinde ise, "Çırpınırdı Karadeniz, Bakıp Türk'ün bayrağına" tekerlemesinden, Karadeniz'in siyah görüntüsü ile beraber dalgalarının hırçınlığını da anlamak mümkün. İnsanlarının da meşreplerinin ona uyg

Baharlar gelsin

Baharları kim sevmezBaharlar ne sıcakların, ne de soğukların acısını hissettirmez insanlara. "Sizler, Cennet-âsâ bir baharda geleceksiniz. Şimdi ekilen nur tohumları, zemininizde çiçek açacaktır" diyen Bediüzzaman hazretleri, ümitlerimizi tazelemiştir. Yüz yıl öncesinden verilen bu müjdeler, bizleri istikbal adına hep ümit içinde olmamız gerektiğin

Isparta mevlidi

Yine bir mevlid için Isparta yoluna düşülecek. 1 Ekim günü, Nur talebelerinin buluşmalarına vesile olacak inşallah.Bediüzzaman Hazretleri uzun süre Isparta'da ikamet etmiştir. Ve asıl memleketinin Isparta olduğunu da, Bediüzzaman'ın ifadelerinden biliyoruz. "Isparta" denildiği zaman, Barla'yı hatırlamamak ve bu beldeyi dile getirmemek olmaz. Nur Ri

Değişen zamanlar

Zaman geçtikçe, insanların hayat şartları da değişmeye başladı.Eskiden bir tencerede pişen yemekler, bir kapta, tüm aile ile beraber yenilirdi. Yüzyılın başlarında, ülkenin nüfusu, on milyondan az fazla idi. Halkın, yüzde sekseni köylerde ve mezralarda hayatını devam ettiriyordu. Yaşamak bir anlamda kolay sayılırdı. Ekmeğini kendi pişiriyordu insan

Medeniyetin harikaları

Son yüzyıl içinde, müthiş savaşlar ve cihanı ağlatacak hadiseler olurken, bir taraftan da baş döndürücü teknolojik gelişmeler yaşandı. Bunu bilen insanlık, yeni bir arayışın içine girdiÖnlerine, İslamiyet'in hem dünya hem de âhiret saadetini temin edişini görüp, güneşten daha parlak müjdelerine kulak vermeye başladılar ve hidayetin tükenmez hazines

Ders mahalleri

Her insan, kendi âlemi ve ahvali ile hayatını devam ettiriyor. Kimi, spor haberleri ve takımlar ileKimi ise "Amerika tavukları ne kadardır"gibi bilgiler ile meşgul olurlar. Risale-i Nur ile ilgili insanlar ise, hayat biçimlerini ona göre tanzim ederler. Bu hayat biçimi, külliyatı şahsî olarak okuma veya ders mekânlarında mütalaa ile elde edilir. Bi

Kalplerde başlayan zaferler

"İ'lâ-yı Kelimetullah", eskiden kılıç ve silah ile olmuştu. Asr-ı Saadet ile başlayan bu fetih hareketleri, İslam'ı hayat biçimi kabul eden milletlerin ve kavimlerin Allah'ın adını duyurmak için, topraklar ile beraber gönülleri fethetmeleriyle devam etti.Bu ordular ve komutanlar, kendilerini fetihlere koşturan "Ölürsem şehidim, kalırsam gaziyim." a