Türkiye'de bir şeyler kötü gittiğinde akla gelen ilk şey reform ve ıslahat kavramlarına sarılmak olmaktadır. Yargıda reform, bürokraside ıslahat, yönetimde yönelik yapmak ya da yapıyor görünmek Türkiye'de gelenektir. Yargı reformuna yaklaşık beş yüz yıldır başvurulmaktadır. Sadrazam Lütfi Paşa'nın Asafnamesi, Koçi Bey'in risalesi, Mustafa Reşit Paş
Kaşıkçı vakası cinayetten öte bir anlama sahiptir. Bir devletin başkonsolosluğunda bir devletin yurttaşı, o devlet yetkililerinin olağanüstü planlamasıyla vahşice katledilmiştir. Kaşıkçı cinayeti bir devlet (aşiret devleti) cinayetidir. Nitekim Kaşıkçı cinayetinin Veliaht Prens Salman'ın emir ve talimatıyla gerçekleştiğini herkes biliyordu. ABD Ulu
12 Ekim 2015'te CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu 'Tarafsız Bölge' programında 10 Ekim 2015'te Ankara Tren Garı önünde gerçekleşen ve 100 kişinin ölümüyle sonuçlanan Türkiye'nin en büyük canlı bomba saldırısını tartışmıştık. Programda "PKK ve IŞİD arasında bir bağlantı yok gibi görülebilir ama iki taraf da iş birliği ve koordinasyon yapıyor" şekli
PKK'lı teröristlerin Gara'da 13 Türk vatandaşını katletmesi üzerine Washington'dan gelen ilk açıklama, "Eğer, Türk sivillerin ölümünün, terör örgütü PKK tarafından gerçekleştirildiği haberleri doğrulanırsa, bunu olabilecek en güçlü şekilde kınıyoruz." şeklindeydi. Türkiye buna sert bir tepki verdi. Bu bağlamda ABD'nin Ankara Büyükelçisi Dışişleri B
Siyaset, Türkiye'de yapıldığı gibi bir övgü ya da sövgü işi değildir. Ülkenin çözüm bekleyen sorunlarının parçası olmak hiç değildir. Partilerin birbirlerine karşı en ağır itham, iftira ve isnatta bulunması siyaset değil felakettir. Siyaset özü itibarıyla sorun çözme sanatıdır. Türkiye gibi devasa sorunlarla mücadele edilen bir ülkede yapılan siyas
1993 yılında Bingöl'de 33 silahsız askerin otobüsten indirilerek kurşuna dizilmesi, 26 Şubat 2020'de İdlib'de 33 Mehmetçik bir hava bombardımanıyla şehit edilmişti. Son olarak "Çözüm Süreci"nin ardından PKK tarafından yol kesilerek, pusu kurularak kaçırılan asker, polis ve sivil 13 vatandaşımızın bir mağarada kalleşçe şehit edilmesi Türk Milleti'ne
İktidarın şımarttığı bir kesim var. Bu kesim kendilerini yasa, anayasa hatta devlet üstü görüyor. Bunlar kritik zamanlarda ortaya çıkıyor, muhalif unsurları tehdit ederek iktidara el sallıyor. Kraldan çok kralcılık yaparak "biz buradayız ve tetikçiliğinizi yapmaya hazırız, artık bizi de görün" mesajı veriyorlar. Bunlar Anadolu tabiriyle "ölmeyi bay
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği bir karar için "Ben Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu karara sadece sessiz kalırım o kadar ama onu kabul etmek durumunda değilim. Karara uymuyorum, saygı da duymuyorum" der. Zamanın İçişleri Bakanı Efkan Ala, anayasaya sadakat üzerine yemin ederek milletvekili ve bakan olur. Ardınd
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "FETÖ maşaydı, 15 Temmuz darbesinin arkasında ABD vardı" dedi. ABD'den tepkiler üst üste geldi.ABD'nin dışişleri bakanlığı sözcüsü Ned Price, Twitter hesabından "ABD'nin Türkiye'de 2016'da meydana gelen darbe girişimiyle hiçbir ilgisi yoktu ve yaşananları derhâl kınadı. Üst düzey Türk yetkililerin bunun aksi yönündek
MOSSAD'dan Fuller'e, Schröder'den Gargaş'a Türkiye'nin yeni stratejik pozisyonu nasıl görülüyor Küresel ve bölgesel güçlerin Türkiye'ye bakış açısını özetleyen özgün görüşler yorumsuz olarak şöyle özetlenebilir.- MOSSAD Başkanı Yosi Cohen, "Türkiye, İran'dan daha büyük tehdit" derken görüşüne şu gerekçeyi ileri sürüyor: 'İran'ın gücü kırılgan Ama a
© 2016