Öcal Uluç

Türkiye

Hıncal'ı kaybetmek!..

Bu satırları, kapkara bir gecenin sabahında yazıyorum; "sağanak yağışlı fırtınalı karanlık" İzmir gecesini, "kara, kapkara yapan 'Hıncal'ı kaybettiğimiz' haberini" aldığımdan dört saat sonra...Bugünkü yazımda, geçen hafta art arta kaybettiğim "Üç gazeteci meslektaşımı, Ankara Rüzgârlı Sokak'ta aynı gazetelerde çalıştığım Sungar Taylaner'i, Ercan Sa

Macolin Sözleşmesi ışığında Kara Leke!..

Bakınız sevgili okurlarım, hayatım sporun içinde geçti... "Sadece futbolun değil, sporun... Okul yıllarımda okul takımlarında futbol, basketbol oynadım. 1955 yılının sonbaharında yani 19 yaşında, Babıali'de, dayım spor yazarı rahmetli Necati Bilgiç'in götürdüğü Fenerbahçe Dergisi'nde de "spor futbol" yazmaya başladım. O gün bugündür de yazıyorum,

Kuntz rahatlamalı

Okan Buruk "7-0" ile rahatladı ve sezonu "Galatasaray'ın başında tamamlamayı" garantiledi, "onu yemeğe çalışan" spor medyasının "bazı" yorumcuları ile sosyal medya trolleri bu galibiyetten haklarını alarak güçlerini sıfırladılar... Şimdi sıra Stephan Kuntz'da... Martta başlayacak 2024 UEFA Avrupa Şampiyonası grup maçlarına "gönlünü rahatlatmış olar

Yedi gol, neleri anlatıyor

Galatasaraylılara bir sorum var... Hem de "anlamı büyük ve acı" bir soru...İşte o soru; "Okan Buruk'un Galatasaray'ının Başakşehir'e attığı yedi golün kaç tanesi, 'Onun Galatasaray'daki hocalık ömrünü kısaltmak için TV ekranlarında ve spor sayfalarında ellerinden geleni artlarına koymayan, işi 'son şansı Beşiktaş ve Başakşehir maç sonuçlarına bağlı

İnsaf edin hakem yorumcuları

"Al geri... Dur... Tekrar baştan al... Yavaş yavaş oynat... Şimdi normal oynat... Başa al başa... Daha başa... Orada dur... Devam et... Tekrar bakalım... Evet... Evet, en baştan... Yavaş... Yavaş... Dur... Ne dersin, bir daha bakalım mı kale arkası kamerasından Buradan da iyi görünmüyor... Üstten alınan görüntülere dönelim... Tamam... Burayı yavaş

Kara Leke'ye isyan ve istifa ettiler!..

Atletizmimize sürdürülen kara lekeye "Ne yazık ki, spor teşkilatımız ve spor basınımız 'suskun' kalınca, 'tepki yolunu', Federasyon Başkanlığı da yapmış olan eski millî atletler, Federasyonun Danışma ve Onur Kurullarından istifa ederek" açtılar. Önce Fikret Çetinkaya, sonra Mehmet Yurdadön ve Aşkın Tuna...Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Spor Kontro

"El değdi" acelecileriyle sohbet...

Galatasaray'ın Beşiktaş'ı yendiği gecenin sabahında Türkiye gazetesinde "Uluçmarket" köşemde "El değme ve bu gece!.." başlığı ile yazdığım yazı ile başlıyor, bugünkü yazım..."Ismael'i göndermek ve yerine Şenol Hoca ya da Sergen Hoca'yı getirmek için" ellerinden ve dillerinden geleni yapan "bazı yorumcularımız", Şenol Hoca'nın ancak dört antrenman y

Sevinelim, ama gerçeği de görelim!..

Üç hafta üst üste, gazetelerimizin "Cuma günkü" spor sayfalarında "dizi gibi" başlıklar, yazılar, yorumlar yer aldı... İki hafta önce; "Avrupa Kupalarında Türk Gecesi" Geçen hafta; "Bu defa 'Türk gecesi olmadı" Ve dün; "Avrupa Kupalarına Türk Damgası vurduk" anlamına gelen başlıklar, yazılar ve yorumlar!.. "Başlıklar" gerçek ama ya "futbolumuzun

Cengiz Ünder atağı varsa ve gerçekleşirse

Galatasaray'ın ve Okan Hoca'nın "83 kısıtlamasında en büyük problemi" ne yazık ki, "Süper Lig futbolculuğuna "pırıl pırıl parlayarak giren" Kerem ile Yunus'un "bugün 'Galatasaray futboluna yakışmayan' bir durakta oyalanmakta" ısrar etmeleridir!.."Ben futbolundan" vazgeçmeyen ve "böylece 'kendilerine tanınan onca imkân ve fırsatı' bol keseden harcay

Galatasaray'ın bir rekoru var ki!

Evet, yazıma "bu başlığı koyarken" epey düşündüm ve sonra "hak ediyor" dedim.İşte "o rekor"; hem belki de "Türkiye rekorundan da öte" dünya rekorudur da; "Santrforundan çok, kalecisine pas verme rekoru!.." Fatih Hoca zamanında "yakalanılan 'yan pas - geri pas - kaleciye pas hastalığı' hatta 'korner atışlarında bile, topun 4-5 geri pasla Muslera'nın