Nil Karaibrahimgil

Hürriyet

Amaç ayıklamayı öğrendim bu ay

Geçen hafta çaresizlikten doğan amaçlarla, ilhamdan doğan amaçların farkını yazmıştım.Bunlar iki farklı anadan doğan iki farklı bebek. Çaresizlik ana, mutsuz çocuklar doğuruyor. İlham ana, mutlu çocuklar. Peki, bir amacın, bir hayalin çaresizlikten mi yoksa ilhamdan mı geldiğini nereden anlarız Hepimizin avuçları istek dolu, amaç dolu, arzu dolu. "

Zorunda mısın yoksa istiyor musun

İnsan bir demet arzu çiçeği.İstekleri, yapamadıkları, hayalleri sonsuz.Arzuları önüne geçilmez bir çağlayan gibi.Kiminin debisi daha yüksek, kimininki daha düşük...Yine de "Peki sen ne istiyorsun" sorusuna cevap veremiyormuşuz, o da ilginç.Bence yol boyunca başkalarının Arzu Film'lerinde o kadar rol oynuyoruz ki, kendi senaryomuz rüzgârda uçup gidi

Yıllarıma sevgilerimle

Doğum günlerimiz, ormanda yürürken işaretli ağaçlar gibi, yolun bir bölümünü daha tamamladığımızı hatırlatıyor ister istemez.Başını çevirip bir bakıyorsun geçmiş senene. Bazen daha da geriye, çok geriye...Ta çocukluğa kadar. Ben de bir iki gündür, aynadaki yüzümle konuşurken buluyorum kendimi.En başta hepimiz, kendimizi kutlamalıyız.Hayatta kalmak

'Hoş geldin'leri beceriyor, 'hoşça kal'larda çuvallıyorsun

Hayatın sürekli değişmesi, durduğu yerde durmaması nasıl bir çılgınlık değil miMevsimler bile bize bunu öğretemiyor.Aslında sabır taşı olsak da, bir ağacı ilk tomurcuklandığı andan itibaren dikkatle izlesek, hayata dair her şeyi öğrenmiş olurduk. Nasıl büyünür de serpilinir, nasıl güneşe doğru kollar uzanır, nasıl o kollardan yeşil yapraklar, meyve

Ben oğluma ne öğretmek isterim

Ben oğluma, canım oğluma, nefes alan her şeyi sevebilmeyi öğretmek isterim.Kalbine bunu, bir ananenin torununa ördüğü hırka gibi giysin isterim.'Eğer bir şey nefes alıyorsa, sen onun verdiği nefesi içine çekiyorsundur ve böylece ikiniz aynı nefeste buluşuyorsunuzdur' demek isterim.Atmosferin ilk katmanının nefes olduğunu bilsin isterim.Dünyanın ner

Kendi kendinin kahramanı olmanın faydaları

"Bunu ben böyle yapıyorum." Siz böyle yapmıyor olabilirsiniz. Bunun böyle yapılmadığını düşünüyor olabilirsiniz.Belki aranızda anlaştınız ve kesin karar verdiniz bunun böyle yapılmayacağına ve bu sizin tek gerçeğiniz. Belki sorgulanmayacak kadar eskilerden beri, bu tıpkı sizin dediğiniz gibi yapıldı. Hatta belki birçok yere yazıldı, bunun sadece bu

Okulun bahçesinde bir sabah

Bir okulun bahçesindeki bankta oturuyoruz Serdar'la.Oğlumuz yeni bir okula başladı, alışma süreci.Arada pencereden bize bakıyor.İnsan hayatında arada pencereden kimlere, nelere bakıp içi rahat ediyor merak ediyorum.8 yaşındayken anne babana. 13 yaşındayken kime, neye23 yaşındaykenYa 33, 53...Hayatın duvardan kollarıyla bizi sıkıştırdığı zamanlarda,

Eylül geldi mi

Eylül geldi mi, içimi duvardan duvara sevinç kaplar.Birdenbire yağmurlar, basınca çıtlayan yapraklar, utanmadan soyunan ağaçlar.Uykuya hazırlanan, esnemeye başlayan doğa.Çocuklar da okulda.Eylül geldi mi, bir telaş başlar... Yapacağım ne çok şey var.Ve nasıl çok çok azını yapmayı başardımNasıl koydum raflara ve bekledim üzerine tozun çökmesiniEylül

Sertab'a dedim ki...

2013 Şubat'ında Sertab'a demiştim.Yeri geldi, şimdi yine söyledim.İkimiz de günlerdir, çalışmaktan bitap düştük.Sanıyorlar ki, arkamızda bir ordu, yanımızda iki kanat var. Yok.Arkamızda bir başımıza seçtiğimiz, tek başımıza geçtiğimiz yollar.Yanımızda iki yana sallanan incecik ama kaslı kollar.Çok güçlü olmak zorundayız. Hep devam etmek, artmak, ço

Sorunları avucuna alırsan küçülür

Çağla'yla bahçede oturuyoruz. Tembel bir yaz günü."Terapi ne güzel bir şey keşke herkes bilse, keşke herkes gidebilse" diyor. "Bence de" diyorum. Sokrates gibi, sorular soruyor, içinde cevaplar arıyorsun. Cevabından da yeni bir soru doğuyor. Cevapları bırakıp, sorulara bakmaya başlıyorsun. Sonra daha da güzel bir şey oluyor, sen de kendine soru sor