Nil Karaibrahimgil

Hürriyet

Serdar'ın, Aziz'e yemekte anlattıkları

Aziz Arif, yemek masasına iPad'le oturup bir de üzerine Roblox'ta oynadığı oyunu açıp, bir şeyi kovalamaya ve bir şeyden kaçmaya başlayınca, babası dayanamadı ve başladı anlatmaya..."Bak Azi senin beş duyun var. Görme, duyma, tatma, dokunma ve koklama. Bu duyularla içine aldıkların hep güzel, iyi ve sağlıklı olmalı. Gözünden içeri girenlerin güzel

Kolumda açan çiçek

Ağaçlarla yan yana olalı beri, utanır oldum kıpırdanıp durmaktan.Güneşe şöyle kollarını gere gere uzanmak varken, bir telaş içindeyim hep.Köklerinden emin, rüzgârlar, mevsimler, kuşlar, böcekler, mantarlar, yosunlar hepsinin iyi kötü misafirliğini gövdemle karşılayabilmeyi hatırladım.Bir kiraz ağacının dalından, sürpriz bir çiçeğin birdenbire açıve

Kadın olmak güzel

Var bir benTüy kadar hafif.Dağlar kadar emin.Kuşlar gibi özgür.O denizler kadar derin.Var bir benBahar gibi hep yüzüme gülen.Ah! Kadın olmak güzel!De ki her gün içinden: "Seviyorum beni ben!"Ne güzel şey, kendini sevebilmek derinden...Her halinle mutlu olmak, aynada kendinden...Var bir benKendine dost olmayı seçen...Ah! Kadın olmak güzel! De ki her

Hayatın kimlerle çerçeveli

Hayatımızı kimlerle çerçevelersek, sınırlarımız o insanlar kadar oluyor. Bu sebeple arkadaşlar, eş ve dost en önemlisi.Kim bu insanlar Nasıllar Bize kendimizi nasıl hissettirirlerDaha da önemlisi kendileri nasıl hislerdedir...Neyi, kimi, neden severlerGünlerini neye harcarlar, neye hayıflanırlar...Neyin yokluğunu çekerlerZamanımızı birlikte geçirme

Ne mutlu hayalinin ipini göğe salmamış olana

(Bu yazı, yeni çıkan kitabım 'Kanatların Var Ruhunda'dan alınmıştır.)Bir insanı, o insan yapan şey, içindeki öze olan sadakati oluyor.O özle bağlantının kopması an meselesi.'Kopyala rahat et' diyen bir sürü insandan, konu komşu arkadaştan ve bunu haykıran binalardan, kurumlardan, söylemlerden sağlam geçmen gerek, özünü sıcacık tutabilmek için.Nasıl

Sağ kola 5 lastik bant

Hemen diyeceksiniz ki "Neden"Daha sakin bir insan olabilmek için tabii ki.Sabahtan sağ bileğime 5 lastik saç bandı koyuyorum. Amaç hepsini gün sonu sola alabilmek. Her sakince tepki verebildiğimde, kibarlığımı, saygımı ve merkezimi tutabildiğimde hop bir bant sola. "Ne gerek var, hem sen bu kadar kendini kaybeden biri misin" diyebilirsiniz...Evet,

Yüzde otuz hata payı

Şimdiden söyleyeyim bu rakamı tamamen uydurdum. Hiçbir bilimsel veriye dayanmıyor. Kendi kendime konuşurken (evet sık yaparım) dedim ki, "Nil kızım, yüzde otuz hata payı tamamdır."Yüzde yetmiş galip olmak, büyük hediyedir.Her şeyi, her zaman, her koşulda ve her halinle yüzde yüz iyi yapamazsın.Yüzde yüz insanın içinde bir canavardır. Seni kemirir.

Baş harflere baktığında: Kanatların var ruhunda

.Kaygılar, korkular, kuruntular hep K'yla başlar.Ardından yürür ve sürekli sana bir şey fısıldarlar.Nereye gitsen fare gibi peşindedirler ve yoktur susacakları.Anneni ararsın içinde, saçını okşasın, "Geçecek ben buradayım" desin.Telaşla çarpan kalbinde, el yordamıyla bir sükûnet taşı ararsınLokomotifler geçer yanından, trenlerin ritmi şaşmaz, hayat

Odada bir şükran koltuğu

Her güne güzel bir düşünceyle başlayıp, günü de güzel bir düşünceyle noktalamayı başarırsam, günler daha bir kolay olur diye düşünerek odadaki koltuğa baktım.Şöyle hakkıyla düşünmek için, bir koltuk iyi olur. Sabah gözümü açtığımda genellikle kendimi rüyanın tozundan pasından silkeliyor oluyorum. "Evde Tek Başına" filmi gibi rüyalar gördüğümden, ge

İnsan dışarı içinden bakar

Madem yeni bir sene başladı, yeni bir düşünceyle başlasın.Aklımızda 'kilim' kod adıyla kalsın bu düşünce.Ne zaman kendimizi başkalarıyla karşılaştıracak olsak, kendisini hatırlatsın.Şöyle ki...İnsan oldu olalı kendisini başkasıyla, benzeriyle karşılaştırdı."Onun nesi fazla" sorusu hep "Benim neyim eksik"e döndü."Komşunun bahçesi hep daha yeşil" der