İnsan Hakları Eylem Planı' yayınlandı, lâkin iktidar cenahında bile heyecan uyandırmadı.Toplumu özgürleştirici kılmak için sürekli 'yenileşme hamleleri' yapıyor gözükmek gerekliymiş.Toplum yeni bir şey gördüğünde özgürleşiyormuş. Mesela yeni bir cep telefonu, yeni bir tablet, yeni bir oyun nasıl torunlarımızı sevindiriyor ve her sevinme bir adım da
Cleve Backster, bir yalan makinesi uzmanı idi.1966 yılında bir gün yalan makinesi ile uğraşırken acaba bitkiler ne tür tepkiler veriyor diye merak etti.Bu makine korkuları, sevinçleri, şaşkınlıkların elektriksel değişimlerini ölçtüğüne göre acaba bitkilerde de böyle elektriksel tepkimeler oluyor muyduBitkileri suladığında galvanometre zigzaklar çiz
İnsan kendi 'ben'i ile birlikte zihninde bir 'iç dünya' kurar. 'Ben' ve 'iç dünya' İnsanda delüzyon denen hastalık peyda olmuşsa bi iç dünyanın zenginleşmesi ve böylece normal bir kişiliğe kavuşması pek kolay olmaz. Delüzyon yahut sanrı, sabitlenme hastalığıdır. Değiştirilemeyen, ısrarlı, yanlış inanışlar da bu bağlamda ele alınabilir. En basiti ki
Anayasa arayışlarının siyaset ahlakının ortadan kaldırıldığı bir iklimde neşvü nema bulması mümkün değildir. O yüzden anayasalar misyon ve vizyon olarak kurucu meclislere yakışan bir eylem planı olarak tezahür ederler. Zırt pırt anayasa yazılması, miadını doldurmadan çürümesi, sürekli değişikliklerin talep edilmesi ya da bunun siyasi söylemlere yan
Öyle ülkeler vardır ki, hiç de otoriter bir rejim, yahut çok güçlü bir iktidar, veyahut dediğim dedik bir diktatörlük ile yönetilmediği halde dışarıya çok kötü imaj bırakırlar. Genellikle böylesi ülkelerde başta olan liderlerle, başa geçmek için çırpınan liderler arasında sadece küçük nüanslar vardır. Bu anlamda ABD'den Türkiye'ye, Somali'den Mısır
Yine Trakya'da belediyenin biri Selanik'teki Atatürk evinin bir kopyasını şehrine dikmiş. Yine bazıları kocaman kocaman lüks baskılı Atatürk resimli kitaplar yayınlamışlar. Nasıl ki Konya gibi medeniyetimizin en bediî idrakinin ve heyakilinin temessül buyurduğu şehrimizin tam ortasına marifetmiş gibi on binlerce ton çimento akıtıp mağara havası olu
Nur Vergin'le çok anımız var, eskiye dâir Sayın Cumhurbaşkanı eskiye özlem duyanların bir takım tertipler peşinde olduğunu vurguladı. Bu tertip peşindekiler kimlerdir ve neyin nesidirler bilmem; ama eski fetöcülerin el'an yaptıkları yayınlardan anladığımız kadarıyla damat, oğul ve bilcümle zatımuhteremlerin hemen tamamına yakını paralel örgütle sa
Ekmek de 'etmek' de bizde aynı şeydir. Yeniçerinin 'etmek furunları'nın kapısına kimse kilit vuramazdı. Ocak çöktüğünde bile bu furunlar çalıştı."Hiç olmazsa ekmek yiyebiliyorlar!" diyen erk sahiplerini tarih boyunca gördü insanlık. "Ekmek bulamazlarsa pasta yesinler!" diyen Kraliçe yüzünden Fransa'da büyüyen infialin dünyayı değiştiren bir sürece
İktidarı ve muhalefeti, akademyası ve medyası ile Türkiye, "zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış" misâli üç gündür ABD Kongre binasını basan 'Buffalo kovboyları'ndan demokrasi hikâyesi çıkarmakla kalmadı; yeni dönem için önce Trump, sonra Biden yağlamalarıyla pek edilgen bir ulusal güvenlik stratejisi arayışına düştü. Telaşla girdiği bu arayışt
Cumhurbaşkanı Erdoğan, lutfettiler, Nardugan Bayramımızda sanatçının da, muhalefetin de nasıl olması gerektiğine karar verdiler.Şükürler olsun, artık bütün dünyada ayakta alkışlanan büyük sanatçılarımız olacak.Şükürler olsun, muhalefet hizaya getirilecek ve doğuda ya da batıda bütün demokrasi ile idare edildiğini sanan diğer ülkeler, 'yengi' Türk d
© 2016