Işıl Özgentürk

Cumhuriyet

Boykota çağrı: Yahu makarna da 800 lira olur mu

Sevgili okurlarım pek çoğumuz dışarıda yemek yiyemiyoruz, serpme kahvaltı modasına uymadığınızı da biliyorum. Tek biletin 750 lira olduğu tiyatrolara da gidemiyoruz. Kitap ise neredeyse ateş pahasına. Çünkü yoksullaştık, yoksullaşmak en çok emeğiyle geçinen milyonlarca yurttaşı can evinden vurdu. Şimdi gelin hep birlikte nasıl yoksullaştığımızın re

Her yerde kadın sığınma evleri istiyoruz!

Sevgili okurlarım bugünlerde ülkemin tanık olduğum kadın hikâyelerini yazmaya karar verdim. Sevinç içindeyim çünkü önümüzdeki beş yıl içinde ülkemizin pek çok yerinde kadın belediye başkanları görev yapacak. Bence en önemli işlerinden biri de erkek şiddetine karşı kadınları ve çocukları korumak olacak! Onlardan kadın sığınma evlerinin ülkenin her y

Alay ettiler...

Sevgili okurlarım her seçimden yenilgiyle çıkmaya öylesine alışmışım ki televizyonu korkarak açıyorum ve her yarım saatte bir izlediğim İkinci Dünya Savaşı belgeselini kapatıp seçim haberlerine bakıyorum. Evet usul usul korkum geçiyor anlaşılan bugün Tayyip Erdoğan azarlayan sesiyle balkon konuşması yapamayacak. Ne oluyor AKP en baba illerini kaybe

Bu yurdu sevmemek mümkün değil!

Benim vazgeçemediğim bir huyum vardır, ne zaman yurtdışına çıksam dönüşte ağlarım. Gezip gördüğüm yerlerle kıyasladığımda, ülkemin uygarlıklar açısından zenginliğine yeniden şaşırıp, bu zenginliğin pek de bilinmediğini düşündüğümden ağlarım. Şimdi bunu açıklamaya çalışacağım. Sakın alınmak yok.Diyelim ki ben Peru'dan Machu Picchu'dan (kralların say

Canlarımı birer birer sonsuzluğa uğurluyoruz

Sevgili okurlarım Ali Sirmen'i sonsuzluğa uğurladık, Tanrı'm ne kadar çok neşeli anı, ne kadar çok yüreğimizi sıkan acıyı birlikte paylaşmışız. Şimdi Ali için ne yazsam acımı dindirmiyor. Gazetemizin bahçesinde Ali'nin tabutuna bakarken bir okurum yanıma yaklaşıp şöyle diyor: "Arkadaşım bir ricam var, Afgan kızını yazdığın yazıyı okurken hüngür hün

1 Nisan şakasını beklerken

Sevgili okurlarım, açıkça söylemem gereken bir durum var. Pek çoğumuz "Artık şu 1 Nisan gelse de akla kara ortaya çıksa" diye düşünüyoruz. Ve mart da bir türlü geçmiyor. Ben bu durumdan iyice sıkıldım. Hele de nasıl, hangi kurallara göre yapıldığı belirsiz seçim anketlerinden, televizyonlarda binlerce kez söylenmiş sözleri ilk kez söylüyormuş gibi

Hiç durmadan kanayan bir yara:

Sessizce oturmuş, gelinliği içinde kaybolmuş küçücük bir kızın fotoğrafına bakıyorum. Küçücük, 13'ünde var yok. Çocuk gözleri korkuyla bakıyor. Az sonra babası yaşında bir adamın koynuna verilecek. Annesi ağlıyor, dışarıda içkinin de etkisiyle coşan erkek sesleri... Kızın küçük kız kardeşi dehşet içinde, çok değil iki üç yıl sonra sıra ona gelecek.

'Ya benimsin ya da kara toprağın!'

Saat sabah 9: Boşanmak isteyen bir kadın kocası tarafından öldürüldü. Saat 12: İki yıl önce boşanan bir kadın eski kocası tarafından öldürüldü. Saat 15: Bir kadın ve yedi yaşındaki oğlu boşanmayı kabul etmeyen kocası tarafından öldürüldü. Saat 18: Bir kadın bir gün önce cezaevinden çıkan kocası tarafından öldürüldü. Saat 21: Bir kadın boşanmak iste

Hayal kurmak da mı yasak!

Sevgili okurlarım kitaplarımı karıştırırken Rus şair Mayakovski'nin şiir kitabına rastladım. Ve birden onun 1917 Devrimi sırasında devrim karşıtlarını bastırmak için yola çıkmış yüzlerce genç insanın olduğu bir trende şiir okurken çekilmiş fotoğrafı aklıma düştü. Sonra Sovyet Devrimi günlerine gittim ve kendime hayal kurmak için izin verdim. Şöyle

Bu altın işi çok karışıktır

Sevgili okurlarım bugün önce değerli yazarımız Füruzan'ı sonsuzluğa uğurlayalım. "Füruzan öldü" dediklerinde "Hadi canım, o ölümsüzdür" dedim. Evet benim için o bu toprakların Kibele'siydi. Ve Kibele ölümsüzdür. Bir gün kaderine baş kaldıran gencecik bir kızdır. Bir gün zulmün öldürdüğü oğlunun kemiklerini yıllarca bekleyen bir annedir. Bir gün, ko