İnsanların inançları ve dinleri ile gelir kaynakları arasında zaman içerisinde bir aynileşme oluyor. Bu sosyolojik olgu, tarım toplumlarında da modern zaman toplumlarında da aynen geçerli. İnsanlar maişet ve gelir kaynaklarına göre kendilerine din ve inanış seçebiliyorlar. Ya da inançları, maişet ve gelir kaynaklarına göre sağa sola evrilebiliyor.
Malum olduğu üzere tıp ilminde 'beyin ölümü' isimli bir tabir var. Buna göre beyin ölümü; tüm beyin, beyincik ve hayati merkezlerin yer aldığı beyin sapı denilen özel beyin bölgesinin fonksiyonlarının geri dönülmez şekilde yok olması durumudur. Beyin ölümü, tıbbi olarak ölümü ifade eder. Beyin ölümünün geliştiği durumda kalp, böbrekler, akciğer ve
6) Bireylerin (Tornadan Çıkmış Klonlanmış Fertler Haline Getirilmesi Kemalizm, İslâm dinini hayattan tecrit etmek için çeşitli uygulamalara başvururken, ona alternatif kurumlar üretmeye çalışmıştır. Meselâ, cami ve tekkelere karşı Halkevleri kurulmuştur. Toplumun sosyal hayatında önemli yer işgal eden bayram gibi dinî-İslâmî kurumlara karşı millî b
5) Toplumun (Tornadan Çıkmış) Tek Tip Vatandaşlar Haline Getirilmesi Yukarıda "Dini toplumdaki reddettikleri bütün adet gelenek ve görenekler, Kemalizm Cemaatinin yeni dininin kuralları, adetleri ve kutsalları haline gelmiştir." demiştik Çok partili düzen artıklarının temizlenmesinde olduğu gibi, çok örgütlü sosyal düzen anlayışının yerine de, o te
4) Demokratik Toplumun ve İnsan Haklarının Yok Edilmesi CHP Döneminin Milli Eğitim Bakanlarından Tahsin Banguoğlu, o günün Türkiye'sini çok yalın bir dille şöyle anlatır: Bir inkılap devri idi. Heyet-i İlmiye'nin bu talimattan anladığı şey de o havaya göre idi. Heyet-i İlmiye, kilise programlarını ele alarak, bütün müsbet ilimleri, teknik ilimleri
3) Kemalist Cemaatin Nepotist Bir Yapılanma ile Devlette Yuvalanmaları Yukarıda "Ehliyet ve liyakate dikkat edilmiyor" demişler, kendileri ülkeyi 'nepotizm krallığı' haline getirmişlerdir." demiştik. Şefin devleti ile toplum adeta bütünleşmişti. Bir yandan da devlette 'nepotizm' fırtınası esiyordu. CHP Demirtepe Ocak Başkanı Übeyde Hanım'ın kocası
Seçkinlerin çare olarak gördükleri "Otoriter yapı, hızlı modernleşmenin zaruri bir şartı" (Uyar,1999:313). olarak görülüyordu. Yapılan düzenlemeler zaman içerisinde devlet ile şefin partisini o kadar içiçe geçirmişti ki, devlet adeta parti içinde kaybolmuş, "siyasî literatürde 'Parti Devleti'" (Ekinci,1997:126). şeklinde tanımlanan otokratik bir ya
Aynı günlerde üniversite gençliğinin de bu ideolojinin peşinden koşması için gereken bütün çalışmalar yapılıyordu."Faşizm, ilmî tarzlarla elden geçirilecek ve ortaya konulacak yeni sistemin adı Kemalizm olacaktı " (Bozdağ,1972:62) . İsmet Paşa 1932 yılında İtalya'ya gittiğinde Parti Genel Sekreteri Recep Peker'i de yanında götürmüştü. "Peker, İtal
1933 yılının, iç hadiseler sahasında pek dikkat çekici bir ehemmiyet taşımadığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi tutanaklarına göz atmakla kolayca anlaşılıyordu. Tek partili Cumhuriyet, memlekete öylesine bir devlet nizamının gelmesine ve uygulanmasına sebep olmuştu ki her konu önceden Tek Parti'nin yetkili organlarında karara bağlanarak Meclise ve ge
Bakanlar Kurulu toplandığı zaman, Bakanlar neyi görüşeceklerini bilmiyorlar, fırsat bulup da önlerindeki dosyaya bakabilirlerse kendileriyle ilgili konunun ne olduğunu anlıyorlardı. Bütün bu açıklamalarımızı özetlemek gerekirse diyebiliriz ki; tüm hastalıklara çare olacağına, ulusu çağdaş uygarlık düzeyine çıkaracağına ve millî iradenin egemenliğin
© 2016