sporculara 'Sir' unvanı verilirdi. Milletlerin, halkların sevdiği insanlardı. Sporu spor için yaparlardı. Onları yalnız kendi taraftarları değil; rakip taraftarlar da gönüllerinde taşırlardı. Zira o zamanlar spor insan hareketlerinin en güzeli kabul edilirdi. Sporcu olmak hele milli olmak büyük bir onurdu.Futbolseverler tribünleri kolkola girerek g
Artık psikoloji, sosyoloji ve ekonomi futbolun tanımında pek fazla yer tutmuyor. Mesela Dünya Kupası sonrasında kafamızda iki görüş oluştu... Siz ne kadar katılırsınız bilemem ama biz yine de yazalım...Örneğin Kore ve Japonlar'ın oynadığı maçlarda sıklıkla görülen bir durum vardı. Rakip oyuncuya adeta güreş yapar gibi sarılıp ayağından topu kapana
Spor karşılaşmalarından evvel teknik direktörün rakip takımı küçümsememesi belli bir motivasyon ilkesidir. Bu, kendi takımının moralini yüksek tutmak için gereklidir. Bu yüzden önemli maçlardan önce teknik adamların konuşmalarına çok dikkat etmeleri gerekir. Rakip ne kadar şöhretli ve yenilmez görülse de, teknik direktörün onu favori gibi göstermes
Hani spor oyunları en güzeliydi. Bizim çocukluğumuzda çok defa coşku ve davul-zurna ile maçlara gidilirdi. Yenen ya da yenilen o kadar önemli değildi. Önemli olan sahadaki oyundu. Hele o zamanlar oyuncuların hangisi çok kıvraktı, çalım atardı ona bakılırdı.Şimdiyse birbirine kan bağlılığı olmayan, çeşitli kültürlerin bir araya getirdiği oyuncular s
© 2016