Faruk Beşer

Yeni Şafak

"İslâm'ın güncellenmesi", içtihat, tecdîd ve reform

Demiştik ki: Din Hz. Âdem'den Resûlüllah Muhammed'e (sa) hiç değişmeden gelen iman esasları bütünüdür ve "Allah katında din İslam'dır". Bu esaslar hep aynı kalmıştır yani sabitedir, ancak doğru anlaşılmaları da belli özellikleri ve belli bir çabayı gerektirir.Bununla birlikte her peygambere özel "bir şeriat ve yöntem yani uygulama biçimi, sünnet" (

Düşünelim ama hakaret etmeyelim

İnsan etki altında kalmadan serbestçe düşünebilmeli ve düşündüğünü ön yargısız söyleyebilmelidir. Altmışımdan sonra Gazali'den kopya çekerek anladığım hakikat şudur. Kişinin herhangi bir grubu, fırkayı, cemaati ve ideolojiyi esas alarak düşünmesi onun hakikati anlamasını zorlaştırır. Onun için düşünme bütün bağlardan azade olmalıdır. Kişinin bir me

Ehlisünnetçiler ve Cumhuriyetçiler

Din iman konusunda ulemamızın köklere ilişkin aykırı sözler söylemesinin sebeplerini bir önceki yazımızda tespite çalıştık. Buna, zaman zaman dile getirdiğim iki gözlemimi de ilave etmek istiyorum.Modern ve entelektüel aykırılık psikolojisinin en büyük körükleyicilerinden biri de öteki uçta aşırılık yapan, önüne gelen herkesi tekfir ya da tadlîl ed

Aykırılık yap, meşhur olasın

Sorumsuzca söylenen sözleri üzerine önceki yazımızda dinde eleştiri olmaz mı diye sorduk, anlama ve yorumlama ile muhalefet ve hakaret etmeyi de birbirinden ayırdık.Tefsirlerdeki bunca farklı fikirlere kimse kötü dememiştir. Çünkü farklı düşünebilme bir nimettir ve muhalifliğe temellerde ayrılığa dönüşmedikçe güzeldir. "Ümmetimin ihtilafı rahmettir

Din tartışılamaz mı

Böyle deyince din nedir sorusunun cevabını da bilmemiz gerekir. Din adına söylenen, yazılan çizilen her şey din midir On beş asır boyunca yazılmış on binlerce cilt tefsir, hadis, fıkıh ve kelam kitabı var. İçlerindeki tekrarları atsanız yine de en az bin cilt kalır. Bu bin ciltlik bilginin hepsi itiraz edilemez din midir Geleneği bir kalemde çizip

Savaş, enflasyon farkı ve faiz

"Eğer Allah bazı insanları diğer bazılarıyla defetmeseydi yeryüzü fesada uğrardı. Ama Allah'ın herkese nimetleri vardır (2251). Eğer Allah bazı insanları diğer bazılarıyla defetmeseydi içlerinde Allah'ın isminin çokça zikredildiği nice havralar, manastırlar, kiliseler, mescitler yıkılıp giderdi. Allah kendinden yana olana mutlaka zafer verecektir (

Kaybettiğiniz anne olunca işler değişir

İnsanın kendi annesinden umuma söz etmesinin bir anlamı olur mu Evet, örnek alınacak yönleri varsa olur.Herkes için kendi annesi dünyanın en değerli varlığıdır. Bu duygu fıtridir, tabiidir. Ama annem için bu duyguyu aşarak düşündüğümde onun gerçekten Allah'ın çok müstesna bir kulu olduğunda şüphem yok. Önce babam ve bizim için çok müşfik bir hâmi i

Bu sorunun cevabını da siz verin

İbadetlerde aşırı gitmek insan tabiatının bir gereği olmalıdır ki sahabede bile böyle zorlaştırmalar vardır. Abdullah bin Ömer (ra) bu yönüyle tanınır. Ona göre Resûlüllah'ın (sa) her hareketi sünnettir. O bir ağacın altında oturmuşsa orada oturmak da sünnettir. Onun zorlamalarından biri, abdest alırken gözlerinin içini bile yıkamasıdır. Ama rivaye

Kolaylaştırma prensibi hangi delillere dayanır

Kurân-ı Kerim'de "Allah size kolaylık ister zorluk istemez" (2185) buyrulmuş olması meselenin esasını zaten belirler. Yeter ki kolaylaştırmanın sınırı doğru tespit edebilmiş olalım. Mesela, abdest almak sana zor geliyorsa sen abdestsiz kıl, demek bir kolaylaştırmak değil bir tahriftir.Kurân-ı Kerim'de kolaylaştırma prensibini destekleyen daha pek ç

Allah'ın dini kolaydır, onu biz zorlaştırırız

Din, inananlardan bazı sorumlulukları yerine getirmelerini ister. Bunlar iman ve amel diye özetlenebilir. Hadi iman etmenin kolay olduğunu düşünelim. İnanıyorum dersiniz olur biter. Aslında bunda bile birtakım zorluklar vardır. İnandım demek kolay da inandığına ikna olmak o kadar kolay değil. Hz. İbrahim'in dediği gibi: "Rabbim, inanıyorum ama isti