TÜRKİYE bir satranç tahtasının üzerindeki en değerli taşlardan biri... Pekçok kişi olaylara ait olduğu kamptan baktığı için ister istemez
DOĞRULARA uzak düşüyor. İşin içine bir de ideolojik değerlendirmeler girince çıkmaz sokak kaçınılmaz oluyor... Dün de altını çizdim!
ABD-TÜRKİYE-İNGİLTERE gibi ülkelerin içinde çift frekans
var. Ancak gelin bugün öne
çıkandan, oyun kurandan
gidelim... Yoksa olup bitenden
bir şey anlama şansımız fazla
olmayacak. Bir süre önce
açıklandı. Hatırlayalım... Çin, 2020'de ABD'yi geçerek Avrupa Birliği'nin (AB) en büyük ticaret ortağı haline geldi. Çin ile Avrupa Birliği arasındaki ithalat ve ihracatın toplam değeri geçen yıl 709 milyar dolara ulaştı. AB ile ABD arasındaki ticaret ise 671 milyar dolarda kaldı. 2020'nin ilk çeyreğinde Coronavirüs salgını nedeniyle Çin ekonomisi daralma yaşasa da daha sonra toparlandı. Bunda Avrupa'dan talep artışı etkili oldu. Yani Avrupa ile Çin giderek birbirlerine yakınlaşmaktalar. Çin AVRUPA ile ticaretinde 219 milyar dolar ARTI pozisyonda! Bu geçtiğimiz yılki rakamlar. IMF bu yıl için ise Çin'in büyüme tahminini yüzde 8.4 olarak belirledi! Devam... Avrupa'nın ABD ve
İNGİLTERE'yi ikinci vagona atıp Çin ile yürümek istemesi
KÜRESEL DENGELER için de bilek güreşini kaçınılmaz kılıyordu.
BULUT sistemi ve SİLAH sanayinde ÇİN ile yakınlaşmayı tercih eden
FRANSIZ DEVİ DASSAULT AİLESİ hedef
oluyordu. Olivier Dassault'un helikopteri de bilinmeyen bir nedenle düşüyordu! Aynı şekilde 5G üzerinden
DOĞU AVRUPA'da ÇİN ile yürümek isteyen ÇEKYA'nın en zengin ismi PETR KELLNER de ALASKA'da helikopter kazasında can veriyordu. ABD-ÇİN Zirvesi'nin yapıldığı yere yakın bir bölgede! Buraya sığmayacak kadar örnek verebiliriz. İşte bu dengeler üzerinde TÜRKİYE paha biçilmez bir konumdaydı... Çin ile mi, Avrupa ile mi, ABD ile mi yürüyecekti Son tahlilde İPEK YOLU'nun son durağı AVRUPA'ydı. Ancak GEÇİŞ Türkiye üzerindendi! Türkiye-Avrupa, Türkiye- Çin yakınlaşması en çok ABD'yi ürkütürdü. Gerçek anlamda ABD'nin tek rakibi olan ÇİN'di.
AVRUPA BİRLİĞİ zaten ABD ile mücadele edebilsin diye BİRLİK haline gelmişti. Ancak
İKİNCİ BÜYÜK SAVAŞ'tan sonra Washington yanına KAVGA ETTİĞİ görüntüsü verdiği
SOVYETLER'i almış ve dengeyi kurmuştu. Manşetlerde her an NÜKLEER silahlar ateşlenecek korkusu vardı. Bu
KORKU herkesi rolüne razı eden bir modeldi! ABD'nin şimdi RUSYA ile gizli ortaklığı KAVGA görüntüsüyle devam etmekte... Dün de belirttiğim gibi RUSYA gerçek anlamda bir DARBE alana kadar bu fikrim değişmeyecek. Ancak böyle bir şey olmayacak!
RUSYA, Çin ile AVRUPA arasında
BİR BÖLEN. Durum böyle olunca geriye en önemli hamle olarak TÜRKİYE kalmakta... Bu nedenle Avrupa Birliği iki önemli ismini önceki gün Türkiye'ye yolladı. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel'i... Açık açık yazılmasa da Avrupa şunu istiyor... Doğu Akdeniz'e girmeyin, uzak durun. Kıbrıs'ta istenilen tavizi verin, askeri çekin. Yunanistan'a teslim olun... Türkiye'nin öneminden dolayı
KÜRESEL ODAKLAR kendi formatlarını burada hayata geçirmek istiyor. İçerideki tansiyonun nedeni bu... Çin, AVRUPA'yı yanına alarak yeni sistemi kuracağını düşünüyor ve bu nedenle Türkiye'yi yanında görmek arzusunda. Avrupa da
"ANKARA'YI SINIRLAYIP" bu role sıcak bakmakta. ABD ise Rusya-Türkiye ile iki büyük rakibi yani Çin ve Avrupa'yı kontrol edebileceğini biliyor! Montrö ya da
KANAL İstanbul da bu işin ana gövdesi. Kanalla ilgili asıl itiraz
AVRUPA'dan gelmekte. Söylenmeyen bu! Çünkü Türkiye kanalı bitirdiği zaman kasasında 350 milyar dolar bulacak. Bu rakam da
AVRUPA BANKALARININ RAPORLARINDA VAR. Bunu gören
AVRUPA BİRLİĞİ PROJEYİ ENGELLEMEK için elinden geleni yapacak. NET! Oyunun içinde rol alan Türkiye'nin yerine oyun kuran Türkiye'nin gelecek olması rahatsızlığın asıl nedeni... Genel olarak değerlendirmeler MONTRÖ ve ABD'nin KARADENİZ sevdası üzerinden yapılıyor. Elbette
ABD KARADENİZ'e çıkmak istiyor. Sır da değil
bu! Ancak ben RUSYA'ya
karşı bunu yapmak istediğini
düşünmüyorum. Öyle olsa
Putin'in en zayıf anında