İktidarın "Bizden izinsiz Ortadoğu'da yaprak kımıldamaz" sözünün yanlış politikalar sonucunda içi boş bir övünmeye dönüştüğü bugünlerde bile:
Türkiye bölgede hâlâ sözü geçen büyük bir ülkedir!
Unutulmamalıdır ki Öcalan, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş'in 16 Eylül 1998 günü Hatay'da "Suriye'ye karşı sabrımız kalmadı. Türkiye beklediği karşılığı alamazsa, her türlü tedbiri almaya hak kazanacaktır" dediği konuşma ile ve Türkiye'nin kararlılığını gören Mübarek'in de telkiniyle, Suriye'den dışlanmış ve uzun bir sürecin sonunda Türkiye'ye teslim edilmiştir.
Her ne kadar o günden bugüne köprülerin altında çok sular akmış:
Ortadoğu'da dengeler, yöneticiler, sınırlar değişmiş...
ABD ve Rusya bölgeye yerleşmiş...
IŞİD bölgede terör örgütü olarak direnmeye başlamış...
Kürt güçleri ABD tarafından müttefik olarak kabul edilmiş...
Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri, TSK, Ergenekon, Balyoz davaları ve 15 Temmuz darbe teşebbüsü ile iyice yıpratılmış...
İktidarın yanlış İhvancı Dış politikası ile ülke, dünyada ve bölgede yalnızlaşmış ise de...
Atatürk'ün kurduğu çağdaş Türkiye Cumhuriyeti bölgedeki gücünü, bütün olumsuz faktörlere karşın hâlâ sürdürmektedir.
Son Gara operasyonundaki şehitler bütün ülkenin yüreğini dağladı:
Üç komutanımız ile 13, asker, polis ve kamu görevlisi rehinenin şehit edilmesi hiç kuşkusuz birinci derecede PKK terör örgütünün sorumlu olduğu bir cinayettir!
Ama rehinelerin altı yıldır PKK elinde esir tutulması ve Türkiye tarafından kurtarılamamış olması mutlaka irdelenmesi gereken bir ihmaldir:
Bu evlatlarımız Türkiye'den nasıl kaçırılmışlardır
Neden derhal kurtarma operasyonları düzenlenmemiştir
Neden altı yıldır terör örgütünün elinde esir olarak bırakılmışlardır
Bu konuda siyasal ve askeri hiçbir girişimde bulunulmamış mıdır Bulunulmuş ise neler yapılmış, neden sonuç alınamamıştır
Bütün bölgenin en güçlü devleti olan Türkiye, s