Aynı başlığı taşıyan salı günkü yazımızda, gelişmekte olan ülkelerin, teknolojinin başat üretim faktörü (büyümenin ana motoru) olduğu bir dünya sisteminde, teknoloji yoğun büyümeyi yeni bir kalkınma yolunun ilk itici gücü olarak kullanabileceklerini ve böylece içinde bulundukları kısır döngüden çıkabileceklerini söylemiştik.Bu tezde 2018 ekonomi No
Geçen yazımızda Türkiye'nin 24 Haziran seçimlerinden sonra, hızlı kur, faiz ve artan enflasyonla birlikte yaşadığı sorunları bankacılık sektörü ağırlıklı olarak ele almıştık.Türkiye'nin başkanlık sistemiyle birlikte büyüme-kalkınma stratejisinin ve buradaki yeni yol haritasının nasıl şekilleneceği bugün temel sorularımızın başında geliyor. Çünkü fi
Türkiye'nin bir müddettir karşı karşıya kaldığı ve TL'nin hızla değer yitirmesiyle ortaya çıkan spekülatif atakların durduğunu ve kurda beklenin sakinleşmenin gerçekleştiğini görüyoruz. Ancak bu süreç bize bazı gerçekleri ve sorunları gösterdi. Öncelikle bunları tespit etmemiz ve gereken reformları ve tamiratları da yapmamız gerekiyor. Daha da açık
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan, "erken emeklilik" konusundaki karşı argümanlarını AK Parti grup toplantısında anlatırken şu çok önemli vurguyu yaptı: "Türkiye, geçmişte popülist politikalardan çok çekti, şimdi gelin bu eski hastalığı yeniden gündeme getirmeyelim." AK Parti'nin bütün iktidar dönemleri, seçim zamanları da dahil olmak üzere, kısa dönemli p
Şu enflasyon bahsi beni hep eskiye, yetmişli yıllara götürür. O yıllarda yıllık enflasyon rakamları açıklandığında gazeteler mutlaka ön sayfalarına ağzından ateşler çıkan bir ejderha çalışırlardı. O yıllarda bana göre en iyi ejderha çizen karikatürist Bedri Koraman'dı. Bu gazetede yayınlanan Bedri'nin bütün canavarları sevimli hatta güzeldi. Ağzınd
Türkiye uzun bir süredir kur artışlarını, yüksek faizi ve bunların sonucu olan enflasyonu tartışıyor. Türkiye ekonomisinin bu sarmaldan çıkacak dinamiklerini barındırdığını aslında biz de dışarıdakiler de biliyor.Bence Türkiye dışındaki zorluklar bizi çok daha fazla zorlayacak. Örneğin İtalya meselesi artık, tıpkı Yunanistan gibi, bir Avrupa Birliğ
Salı günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Trump ve Erdoğan arka arkaya konuştu. Esasında bu iki konuşma -Trump'ın sırasını kaçırmasıyla arka arkaya gelmesinden öte- bugün dünya siyasetinde ve ekonomisinde, nihai olarak, iki farklı felsefi anlayışı ve bu anlayıştan doğan iki farklı reel-politik anlatımı sunuyordu.Trump konuşmasında çok sık olar
Bu yıl yine Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu olağan toplantıları vesilesiyle Cumhurbaşkanımızla birlikte New York'a geldik.Cumhurbaşkanı Erdoğan, bildiğiniz gibi, uzunca bir süredir "Dünya beşten büyüktür" sloganıyla BM'nin 2. Dünya Savaşı'ndan beri süregelen yapısını eleştiriyor ve bunu BM Genel Kurulu'nda yaptığı her konuşmada ısrarla dile g
Yeni Ekonomi Programı -eski adıyla Orta Vadeli Program- dün açıklandı.Ekonomi çevreleri niceliksel hedefleri ve beklentileri tartışıyor ve piyasa oyuncuları bu rakamsal hedef ve beklentilere göre kendilerine yol bulmaya çalışıyorlar. Ancak YEP'in ayrıca bir felsefesinin de olduğunu unutmayalım. Zaten bu felsefeye vurgu için de OVP adı değiştirildi
Türkiye, bu hafta açıklanacak Orta Vadeli Program (OVP) vesilesi ile de Türkiye'nin önümüzdeki yıllardaki temel makro hedeflerini tartışacak. Buradaki sorun şu; ne yazık ki bu OVP, uzun yıllardır eşi benzeri görülmemiş ve kur artışlarıyla tetiklenen bir şokun etkisinin belirleyeci olduğu bir ortamda çalışıldı. Şu günlerde önümüze gelen enflasyondan
© 2016