Bekir Fuat

Karar

Ruhları garip yurdu

Bahar ayazında, yüreği ağzında, herkes kendi şarkısında. Ruhumuz, gönlümüz nerede Nerede asıl yurdumuzRuhumuza işlemiş bütün ideolojileri silkelemek gerek. İnsan endişeli bir varlıktır. Dünyaya gözünü açtığı andan itibaren bir yer edinme, orada tutunma ve sabit kalma çabası içredir. Zaman akmaktadır, yol dolambaçlıdır. Peki bizim incinmelerimiz, bi

Göçmen kuşun gariplik duygusu

Zaman akıp gidiyor. Geçip gidiyoruz içinden, hiç farkında olmadan, neredeyiz ve kimiz hiç bilmeden.Zaman aşılmaz dağlardan bir yüce dağ. Dağları göğe çıkaran insan, dağları aşmak için önünde ağlayan insan, aşamadığı dağları delmeye çalışan insan, çabası ve acısı hiç bitmeyen insan... Sızlayan bir gönül değil miydi ihtiyacımız Bir can değil miydi ve

Dünyanın yükü

gizli bahçenizdeaçan çiçekler vardı,gecelerde ve yalnız.vermeye az buldunuzyahut vaktiniz olmadı.Behçet NecatigilBakışlarımı kendime çevirdim. Göz önüne serdim bütün yaptıklarımı. Yapamadıklarımı düşündüm. Başkaları da gelip geçecekti, tıpkı benim gibi. Günlerce dünyayı konuşacak, sonra bir günde dünyadan, böyle bir dünyada bir günde geçip gidecekl

İçimizde bir kandil

Hemen her gün sorular sorar, cevaplar arar, bir şeyler kurcalar, yürüyüşü ve arayışı sürdürürüz. Bu çabadır bizi yaşatan, aynı çabadır, aynı derttir kendimizi yontan, içimize yolculuğa çıkaran. Kendimizi ararız, içimizde kandillerle. Tükenir mi ışığı kandilin Kendi içinde yürüyenin tükenir mi ışığıBiz geçip gidenleriz. Geçip giderken dilek tutmamış

Yolun sonu

Nedir bizi böyle çepeçevre saran Zihnimizi kuşatan, bizi biz olmaktan alıkoyan nedirBir yarış içindeyiz. Ekranlara, vitrinlere bakmaktan içimize bakmaya vakit bulamıyoruz.Başka seslerle yarışarak, onları bastırmaya çalışarak kendimiz olmak istiyoruz.Vakitlerimiz yarışlara ayarlı. Elimizde renkli renkli taşlar, en uzağa taş atma yarışındayız. En uza

Geç kalma korkusu

Bir yerden ayrılıyoruz ama eksilmiş gibi değiliz. Hissedilmiyor ayrıldığımız. Ayrıldığımız yeri boşaltmış olmuyoruz.Bir eksiklik hissedilmiyor biz gidince.Gittiğimizde sahipsiz kalan bir sıfat yok.Terk ettiğimiz cümleler yarım kalmıyor. Belki de, bizi, cümleler ilk terk eden oluyor.Buraya gelmeden, burayı tanımadan, burayı adımlamadan devam eden bi

Üç garip

İslam'ı ilk kabul edenleri hatırlayalım. Toplumun en zayıf katmanlarında bulanan üç insan profiliyle karşılaşırız. Çocuk, kadın ve köle. Hz. Ali, Hz. Hatice ve Hz. Zeyd. Hazreti Peygambere inanan ilk üç kişi.Neydi acaba onları Hz. Peygamberin dünyasına sokulmaya itenCebrail a.s vasıtasıyla gelen bir vahye nasıl kulak kesilmişse Hz. Peygamber, Ali'y

Körün gördükleri

Görerek değil dokunarak muayene eden bir arkadaşım var; Doktor Enver. Enver Paşa diye takılırım.Birbirimizi sevdiğimiz gibi adaşı Enver Paşa'yı da severiz. Benim kör doktor arkadaşım Ulus'u Ankara'dan izliyor, bir kamu kurumunda çalışıyor.Nasıl doktorluk yaptığını bilmenizi istedim dostumun; çetin hayat caddesindeki mücadelesine az da olsa tanıklık

'Neyi kaybettiğini hatırla'

Mahzun yaşıyoruz. Farkına varmasak, ifade edemesek de hayatımızı, donuk bir şal gibi sarmalayan melal duygusuyla yaşıyoruz. Hep bir eksiklik varmış gibi hissediyoruz. İşimizde, evimizde, sokağımızda, şehrimizde, arkadaşlarımızın yanında hatta ailemizde, birilerinin ya da bir şeylerin noksanlığını duyuyoruz; muallel yaşıyoruzKısacık dünya hayatını i

Engelli uzvunu yitirir, insan olma vasfını değil!

3 Aralık "Dünya Engelliler Günü." Milyonlarca insanın hayatını doğrudan etkileyen bir olguyla karşı karşıyayız. Maalesef sadece "özel günler" parantezinde hatırladığımız bir mesele, özürlüengelli meselesi.Tecrübelerimizden biliyoruz ki, engellilerin sorunlarının çözümü pek çok sorun gibi zihniyetle ilgilidir.Zihniyet değişmediği sürece, engellilere