Ali Ferşadoğlu

Yeni Asya

Fakirden alıp zengine verenlerin akıbeti ne olacak

450 parçalık Karun Hazinesi, 1960'lı yıllarda UşakGüre Kasabası yakınındaki tümülüslerden çıkarılarak ABD'ye kaçırılmış; 23 Ekim 1993'te 28 yıl sonra Türkiye'ye getirilmişti.Macerasıın Kasas Sûresi 78-82. ayetlerinde anlatıldığı Karun, çağdaş Karunlarda ibretler vardır: Namazında, niyazında orucunda olan Karun, Hz. Musa'nın (as) amcaoğlu ve eniştes

"Sû-i zân ve toptancılık" tuzağına dikkat!

İslamiyet, ruh, duygu ve dolayısıyla hayatın bütününe denge getirmiş; ölçüsüz, mübalağalı, toptancı yaklaşım ve iftira ile sû-i zânlardan uzak durmamızı öğütlemiştir.Sû-i zân, başkaları hakkında, kesin olarak bilgimiz olmadığı hususlarda olumsuz ve kötü düşünmektir. Önyargılardan da beslenen sû-i zân, kötüye yorumlayıp kişiyi peşinen kötü kabul etm

Bediüzzaman, "vekilleri" aradan çıkarmış

Bir sohbette latifeyle "Müritlerim!" tabiriyle bir lâf-ı gaf yaptık! Şakası bile zihinleri bulandırır. Risale-i Nur'da "şeyh-mürit, mürşit,-karar verici, yetki sahibi anlamında-varis, vekil" asla yok!Bediüzzaman, "Ey ahiret kardeşlerim ve ey hizmet-i Kur'âniyede arkadaşlarım!" (Lem'alar, s. 163.), "Aziz, sıddık, fedakar kardeşlerim!" diye hitap ede

Emanetler ehline verilmezse her şey çöker!

Adalet dağıtmakla vazifeli mahkemelerin girişini süsleyen "Adalet mülkün (devletin) temelidir" sözü Hz. Ömer'e (ra) ait. "Devletin dini adalettir" sözü de Hz. Ali'ye (ra) nisbet edilir.Peygamberimiz (asm) Mekke'yi fethedince Kâbe'nin anahtarlarını Osman b. Talha'dan alır. Amcası Abbas (ra) kendisine verilmesini ister. "Allah size, emanetleri (iş, m

"Hukuk-u ibad" ne demektir

Bir kardeşimiz, "Üstadımızın Adnan Menderes'e yazdığı bir mektup'ta, 'Hukuk-u ibad, hukukullah hükmüne geçemiyor ki hak olabilsin.Belki nefsanî haksızlıklara vesile olur' sözü ne demektir" diye soruyor. Bediüzzaman CHP ve sair partilerin ileri gelenlerini ikaz ederken, bu mektupta İslam kahramanı dediği Adnan Menderes ve demokratları da iki hususta

Hak ve hürriyet de Esma-i Hüsna'da derinleşmeye bağlı

İbadetler; ferd ve toplumun maddi-manevi ilerlemesinin itici gücüdür. O halde Müslümanlar ve alem-i İslam neden ilmi, teknolojik ve maddi yönden perişandırÇünkü, "Allah'ın emirlerini yapmaktan ve nehiylerinden sakınmaktan ibaret olan ibadetle, vicdani ve akli olan imani hükümler terbiye ve takviye edilmezse, eserleri ve tesirleri zayıf kalır." (İşa

Bir gün el yıkama ile hastalıklar önlenir mi

Medeni dünya, 15 Ekim'i "Dünya El yıkama Günü" ilân etmiş. Yılda bir kez el yıkamayı gündeme alacağınıza gelin bunu bir güne değil her güne; bir sefer değil günde beş sefere; sadece el değil baş, kol-dirsek, yüz, ayağı da ilave ediniz! Görün bundan ne psikolojik, ruhi, beni sağlık ve Allah rızası çıkar: "Allah çok temizlenenleri sever." (Tevbe Sure

"Masa ve duvarlarla konuşun!" diyeceğinize "Allah ile konuşun!" desenize

Psikiyatrist ve psikologlar başta olmak üzere tıpçılar huzur ve mutluluk için şu tavsiyelerde de bulunuyor: "Çok şeyi düşünmeyin; kendinizi tek bir noktaya, bir hobiye odaklayın! Masa, hatta duvarla konuşun! Günde en az yarım saat, 45 dakika yürüyün."Aslında huzur, Huzur'da! Zira, bu ve benzeri birçok ilmi, tıbbi tavsiye ve hareket namazın içinde v

Hakaik-ı nisbiyeyi bilemezsek şaşırır mıyız

Bir şeyin aslı, esası, mâhiyeti, doğrusu hakikattir. Hakaik-ı nisbiye ise, göreceli, izafî, yani zamana, mekâna, duruma, şarta, kişiye göre değişen gerçeklerdir.Eğer hakikat ile hakaik-ı nisbiyeyi anlamaz, birbirinden tefrik edemez ve toptancılık yaparsak şaşırır, şaşırtırız, yanılır, yanıltırız, yanlış yapar, perişan olur, perişan ederiz. "Kur'ân

Bu medenî çağda kızlarınızı diri diri gömmekten utanmıyor musunuz!

İslâm, anne-babaya, çocuğa, insana, hattâ "hayvan-canlı ve eşyaya", lâyık oldukları değeri verdiği gibi, kız ve kadınları lâyık oldukları mevkie çıkarmış.Ona anne, eş, kız çocuğu, kız kardeş, hala ve insan olarak değer vermiş ve hak ve hürriyetlerini en ince noktalarına kadar sıralamış. Ki, "Asr-ı Saadetten evvelki zamanlarda kalb katılığı ve merha