İki gün sonra 23 Nisan. Kutlu olsun. Bu yılki 23 Nisan yazımı "ışığı üretmek" teması üzerine yerleştireceğim. IŞIĞI BEKLEMEK VEYA ÜRETMEK Gerçekleşmesini istediğimiz bir konuda önümüze iki yol çıkar. Bu yollardan birisi oturup bu şeyin bir şekilde gerçekleşmesini beklemektir, diğer yol ise beklemek yerine
Resmi istatistiklerin kaynağı olan TÜİK'in internet sayfasına baktığınızda, gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 4, sanayideki büyümenin yüzde 11.5 arttığını, işsizliğin ise yüzde 8'lere düştüğünü gösteren renkli birkaç resim görüyorsunuz. Süslü grafikler, yukarı doğru giden grafikler ve onların özenle
Başımıza gelen felaketlerden ve ülke sorunlarına çözüm bulunmamasından, düzgün yönetilmemekten iktidarı suçluyor ve değişmesini istiyoruz, bundan kötüsü olamaz diyoruz öyle mi Mevcut iktidarı seçimle değiştirdiğimizi varsayalım. Yerine gelecek olan ve bütün umutlarımızı bağlayacağımız altılı masa bileşenleri
En kısadan söyleyeyim: Bayram akşamlarının birinde muhteşem bir doğada, çocuklar ve torunlar arasında, gökyüzündeki yıldızlara uzanırken ayağım yerden kesiliverdi ve düştüm. Sonuç: Kaburgamı kırdım. O gün bugün yazılara ara vermek zorunda kaldım. Doktor Ezgi Cesur'a kendimi teslim etmişken şart koştuğu
Dünkü gazetelerde 23 Nisan dolayısıyla her yıl olduğu gibi ülkemizdeki çocukların içinde bulunduğu koşullara ve çocuk işçiliğine ilişkin haberler vardı. Ancak bunlar kadar önemli olan ve manşetlerde yer alması gereken bir başka haberi aradı gözlerim...Çünkü 22 Nisan'da psikolog, psikiyatrist, sinirbilimci
© 2023