Kültür-Sanat / Kitap-Edebiyat

AK Parti'yi sürüm sürüm sürenler

Kim bunlar Önce bu partiyi yönetenler. Yöneticiler acilen istifa etmeli ve kendilerinden sonrakilere yol açmalıdır. Sonra parti yeni ve daha önce denenmemiş ellere geçmelidir. Bu esnada istifa edenlerden başarılı ve samimi olanlar yeniden göreve getirilebilir. Böyle başkanlar istisnai olsa da vardır. Bu parti oy verenlerin partisidir. Terlik koysalar ona oy veririm diyenlerin değil. Bu partide adam olan adamlar aday yapılır terlikler değil.

İdris Günaydın

Benlik arayışları

Dillerini geliştiren toplumlar, gerçeği kavrayınca benlik arayışlarına giriyor. Türkler, Çin dilinin etkisinde kalıp törelerinin bozulduğunu anlayınca 8. yüzyılda diktikleri "Göktürk Yazıtları"yla bunu açığa vuruyor: "Kötü kağanlar Çin milletine beylik erkek evladını köle, kız evladını cariye kıldı. Türk beyleri Türk adını bıraktı. Çin beylerinin adını aldı. Böylece Çin kağanının buyruğuna girildi..."

Adnan Binyazar

Annem, duahanem pervanem

SÖZÜN BİTTİĞİ YER 12 Nisan 2024 Cuma Ramazan Bayramının 3'üncü günü saat 01.00. Acı acı telefonum çaldı. Hattın diğer ucunda kibar mı kibar bir beyefendi. Muhatabını duyacağı acı habere hazırlamak için naif bir ses tonuyla hayli gayret gösteriyor. ''Maalesef hastamızı kaybettik'' cümlesini o ne kadar zor kuruyorsa

Bülent Acun

Meslek seçimi nasıl yapılmalı

Gençlerin hayatındaki en önemli kararlardan biri meslek seçimi...Bu karar sadece gelecekteki kariyer yollarını değil, aynı zamanda mutluluklarını ve topluma katkılarını da şekillendiriyor.Geçtiğimiz günlerde yayımlanan "İşim ve Ben" (Meslek Seçiminden Önce Okunacak Kitap) Yıldız Hacıevliyagil Cüceloğlu

Sayım Çınar

Maskeler değişti kimse göründüğü gibi değil

Yerel seçimlerden sonra bazı eylem ve protestoların olacağı bekleniyordu. Ramazanda Kadir gecesinin hemen ertesinde Cumhurbaşkanımızı Filistin üzerinden Protesto etmek şeytanın bile aklına gelmezdi. Masum gibi gözüken eylem sonradan gezi eylemini hatırlatan bir şekle dönüşüverdi. Masumların arasında pravokötörler vardı çünkü. Pravakötörler maalesef masumları maşa olarak kullandılar.

Ahmet Dur

"Bir Nisan okuma" denemesi -

Ân diyarı (32)Nisan bir âşiyan ve aşina yüz gibi; Kış artık dağlarda; biraz da öksüz gibi... Oraları bilmem de... buralarda nisan var; Baharlarda sonsuzluğu müjdeleyen nişan var. Nisan sana da -ayrı bir- munis geliyor mu Selim Ali Nereden kalmaysa okul sıralarında "Nisan bir" şakaları yapılırdı; hemen hepsinde oyuna gelirdim.

Ali Hakkoymaz

Dinden uzaklaşmalar

Batı hızla dinden uzaklaşıyor, diye yazıyor kitaplar. Tamam da hangi dinden sorusunu nedense hep es geçiyorlar. Kısa cevap Tanrıdan. E hangi tanrıdan Öyle karışmış ki kafalar. Bir peygamberi tanrının oğlu yapıp özünü boşaltanlar ya da peygambersiz suskun bir tanrının yanına başka plastik tanrılar koyanlar gırla kıyamet... Bilim kilisesinin zaferini ilan ediyorlar. Tabii

Cem Sancar

"Hayat olsa olsa bir incinmedir"

Edebiyat tarihinin en yıkıcı aşklarından biri hiç şüphesiz İngeborg Bachmann ve Max Frisch arasında geçer. Almanca edebiyatın iki büyük yazarı, 1958 yılında Paris'te Fricsch'in yazdığı bir oyunun prömiyerinde tanışırlar. Kısa sürede birlikte olmaya karar verirler. Dört buçuk yıl sürer bu ilişki. Bachmann, bu beraberlikten çıkardığı sonucu tek romanı "Malina"da şöyle ifade eder: "Faşizm, kadın ve erkek arasındaki ilişkide başlar".

Filiz Aygündüz

'Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek'

Anadolu'nun Cumhuriyetin 21. yüzyılın ilk çeyreğinde de başına gelen büyük tehlikenin üstesinden geleceğini, olanca görkemi ve bilgeliğiyle yüce değerlerin yeşerdiği bir yurt olduğunu dünyaya bir kez daha göstereceğini, bu gerçeğin çoban ateşlerinin güzelliklerinde görüldüğünü, insanın özgürleşme, ölümsüzleşme sevdasının buram buram tüttüğü sımsıcak kucaklaşmaların bende yarattığı duyguların bunlar olduğunu yazarak noktayı koymuştum geçen hafta:

Öner Yağcı

Kaleler fedai ister

H. Muharrem Okur Arda BilikNisan ayının başında Yeni Asya Gazetemizin manevi mimarı ve Üstad Hazretlerinin "Kâinata değişmem" dediği talebesi Zübeyir Gündüzalp ağabey ile yine onun teşvkiyle uzun yıllar boyunca Yeni Asya'nın idaresini yürüten Mehmet Kutlular ağabeyin vefat yıldönümlerinde kendilerini yâd ettik. Mehmet Kutlular ağabey ile Medrese-i Yusufiye

H. Muharrem Okur

Süpermen Çanakkale'yi kurtarabilir mi

Yapayla gerçeğin, kadimle popülerin, hakikatle yalanın birbirine zıt tabiatlarından doğan çekim gücü; günün sonunda birini diğerinin içinde eritip mezcediyor. Hangisinin galip geleceği senin idrakin, senin algın, senin yakinin, senin gayretin, senin tekâmülünle belli oluyor. Ezineli Yahya Çavuş, Bigalı Mehmet Çavuş, Seyit Onbaşı ve daha sayamadığımız pek çok kahramanın da

Serdar Demir

"Bir şiir ateşle"

İnkalar, Mayalar, Aztekler, Kızılderililer ülkesi Amerika'da İslam hep vardı. AmerikalıPeygamberler, yerli ağalara, derebeylerine karşı cihad ettiler, halklarının haklarını savundular."Onlara, iyice açıklasın diye her peygamberi kendi kavminin dili ile gönderdik. Artık,Allah dileyeni saptırır, dileyeni de doğru yola iletir. Çünkü O, güçlüdür; hikmet

Tarık Sezai Karatepe

Türkiye'nin adresi

Meydana çıkarken, bulvardan geçerken, köşeyi dönerken ansızın kaybolur insan. Bir haritaya bakarken kuş bakışı hüsranla karşılaşır. Bir avcun içinde adressiz kalır.Herkesin çekip gitmek, dönüp gelmek istediği en az bir adres vardır.Açık adres bir fotoğraftır bazen, canlı konum bir yara. Kaybettiğin o kavga, nereye koyduysan orada.Kaybolanı ararken kaybolmak en eski dilemma. Kimin nerede kaybolduğunu kim bilebilir oysa

Enes Batman

Evliya Çelebi'yi Nasıl Bilirsiniz

Rahmetli Teoman Duralı, evvel zaman içinde, bir okurunun kitaplarını kalın bularak okuyamadığını ve bu yüzden kendisinden şikâyetçi olduğunu, bunun yerine ince kitaplar yazmasını istediğini söyleyerek "Omurgasızlaştırılmış Türklük" kitabını bu yüzden kaleme aldığını anlatmıştı. Evet, milletimizin kalın kitaplarla arası pek iyi değildir. Peki, halkımız ince kitaplara bayılır mı Bayılmaz ama idare eder. İnanmazsanız, çok okunan kitaplara bakınız!

Prof. Dr. Ali Fuat Arıcı

Hakikatli, münzevi ve 'expat'

Şavkar Altınel'i 90'lı yılların başından beri takip ederim. İlk kitabı 'Kraliçe Viktorya'nın Düşü' 1991 'de yayımlandığında o 38 yaşındaydı, ben ise henüz 26 yaşındaydım. Am' ne tesadüf ki ikimizin de ilk kitabı aynı yıl yayımlanmıştı. İlk kitabı 38 yaşındayken yayımlanmıştı ama o 19 yaşından bu yana yurt dışında, ağırlıklı olarak da İngiltere'de yaşıyordu. (O 'ortaya

Osman Çakmakçı

Cemaziyelevvelini bilmek!

Ucundan kıyısından ben de yetiştim ama daha çok okuduklarımdan biliyorum; eskiden gazete köşeleri, şimdi olduğu gibi bu kadar çok siyasi yazılarla dolup taşmıyordu. Siyaset yazarlığını işin erbabı yapar, geride kalan yazarların önemli bir kısmı da gündelik hayat, edebiyat, şiir, yemek, seyahat, sanat, mizah, roman, mimari, kültür, şehir, tiyatro, magazin, sinema gibi gündelik siyasetin dışındaki alanlarda

Muhsin Kızılkaya

Yeni yıl günlükleri

Yeni yıl yeni umutlar, yeni amaçlar demektir ya. Ben de yeni yılda umudunu yazıya dökeceklere, yazmaya başlayacaklara ya da yazmayı düşünenlere günlükle başlamalarını öneririm. Çünkü günlük, deneme türünü içerir, hem belleği çalıştırır, hem de yazma disiplini sağlar. Giderek de yazma ustalığı kazandırır. Bir de bakmışsınız ki bir yılda bir kitaplık yazınız birikmiş! Yılın dökümü çıkmış üstelik! Attilâ

Hikmet Altınkaynak

Erol Kılınç ve Ziya Nur Akademisi

Yazar ve yayıncı Erol Kılınç Bey'in Rahmet-i Rahman'a kavuştuğunu Timaş Yayınevi'nde Osman Okçu Bey'den öğrendim ve Allah'tan rahmet niyazında bulundum. Daha sonra Yeni Şafak'taki ölüm haberini de okuyunca, ikinci bir defa mekânı cennet olsun diye dua ettim.Erol Bey'le birkaç defa Ötüken Yayınevi'nde karşılaştım. Bazen de kendisini akşamları Ümraniye minibüs kuyruğunda

Dursun Gürlek

Yazar Tribi

Yazar tribi diye bir şey var, buna artık inandım. Özellikle yeni yetme yazarlarda bu kendini daha bir hissettiriyor. Koku gibi bir şey. Burnunuzu tutar gibi sinir sisteminizi tutmak zorunda kalıyorsunuz. Öyle yukardan kaş kaldırmalar, süzgün ve baygın bakışlar, konuşurken cümlelerin üzerinde hoplayıp zıplamalar ve daha neler neler. Bütün bunlar yazar olmanın sahici ve inandırıcı alametleriymiş gibi

Hüseyin Akın

Zaman

Petersburglu Usta'da şöyle bir bölüm var. "Ama adam, bu anıları toplayıp biriktirmek istiyor. İnsanlar ölümü kabullenir, yas tutar, daha sonra da unutur. Unutmazsak, derler, dünya çok geçmeden kocaman bir kitaplığa dönüşür." J.M. Coetzee çok güzel betimlemiş, insanın toplama isteği ve unutmanın sıhhati arasındaki durumu. Zaman geçip gidiyor, bir tarafta birikiyor. Bir tarafta da unutuluyor.

Mehmet Biten

İki Naci

Çoğunluğun yaşadığı düzene uymayan her insan hemen dikkatimi çekmiştir. Ya düzenin bir adım önünde ya da düzen tarafından dışlanmış olduğundan bana hep 'gizemli' ve 'keşfedilesi' geliyor. Bu bazen tek başına bir insanken bazen de bir topluluktur düzene uymayan. Her iki durumda da nedenin nasıllığı merak konusu olabiliyor. Bazen de nedenin nasıllığını sonradan öğrenmek çok şaşırtıcı...

Cafer Keklikçi

Kolay gelecek

Kademede kalan kazandı! Son 15 yılın anatomisi bunu ispatlıyor. Ancak görünen o ki; içimizi düzeltmeden işimizi, işimizi düzeltmeden içimizi düzeltemiyoruz. Çünkü hayatın sivil anlamı bu düzeltmeyle doğru orantılıdır. Ve herkesin acısı sevgisi kadardır. Bugüne kadar bu köşede haftada bir gün, "ne hissettiğimizin değil, ne yaptığımızın önemli" olduğunu vurgulayan yazılar kaleme aldık. Gündemi

İbrahim Veli